VATANDAŞIN SAĞLIĞI “ALLAH’A EMANET”

    10

    Lefkoşa’da Devlet Laboratuarı’nda yaşanan yangının ardından 19 gün geçmesine rağmen ülkedeki suların, yerli ürünlerin ve ülkeye giren gıda ile sebze-meyvelerin pestisit tahlillerinin yapılamadığı için ülke genelinde bir olağanüstü hal uygulanması gerektiği ifade edildi.

    reklam alani

     

    KIBRIS’a konuşan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Kenan Arifoğlu, şu anda laboratuarın devre dışı olduğunu ve hiçbir tahlil yapılamadığı için vatandaşların yiyip içtiklerinin tamamen “Allah’a emanet” olduğunu söyledi.

    Şu anda ülkede bu konuda ciddi bir sorun olduğunu anımsatan Arifoğlu, en kısa zamanda bir kriz masası oluşturularak sorunların el birliği ile çözülmesi gerektiğini ifade etti. Amacın el birliği ile soruna bir çözüm bulunmasını sağlamak olduğuna dikkat çeken Arifoğlu, “Şu anda vatandaşların ülke içerisinden besin tüketmesi ne kadar sağlıklı tartışılır konumdadır. Kaygımız bu durumdadır. Vatandaşın şu an sofrasına giden gıda ne kadar emniyetlidir? Bilemiyoruz. Çünkü laboratuar devre dışıdır ve çalışmıyor” dedi.

    Geçtiğimiz günlerde KTTB’den bir heyetin laboratuarda incelemelerde bulunduğunu anlatan Arifoğlu, laboratuarın büyük bir bölümünün yanmasına rağmen işin büyük çoğunluğunun oradaki müdürün başına kaldığını belirtti.

    Arifoğlu, yurt dışından gelen ürünlerin sertifikalı olması konusunda Sağlık Bakanlığı’nın açıklama yaptığını kaydederek, “Bu ne kadar güvenilirdir” dedi.

    “Burada olağanüstü hal durumu var”

    Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin (KTTB) As Başkanı ve Çevre Sorumlusu Dt. Teksen Köroğlu ise, sağlık açısından çok kritik günlerden geçtiğimizi ifade ederek laboratuardaki yangının ülke sağlığı üzerindeki etkisinin büyük olduğunu kaydetti.

    Toplumumuzun çevre ve halk sağlığı ve de hukuksal açılardan çok ciddi bir tehlike altında olduğuna değinen Köroğlu, Tabipler Birliği olarak bunun kendilerini çok rahatsız ettiğini ve bu geçiş dönemini bu konularda olağan üstü bir hal durumu olarak görmekte olduklarına vurgu yaptı.

    Köroğlu, “KTTB olarak, içinde bulunduğumuz ortamda gıdalarımız, her türlü besin maddeleri, uyuşturucu maddeler, alkol, pestisit kalıntı analizleri, hormon analizleri, radyasyon tayin ve tespitleri, havada, suda, toprakta çevre kirliliği yapabilecek etken ve analizlerinin tahlillerin yapılamadığı, kontrolsüz geçirilen bu günlerin çevre ve insan sağlığı açısından, gıdalarımız için olağan üstü hal durumu kapsamında değerlendirmek, çalışmalar yapmak, önlemler alınmasını, toplum ve halk sağlığını düşündüğümüzden ve birinci derecede önem verdiğimiz için devlet ve yöneticilerinden istiyoruz” dedi.

    “Kriz masası oluşturulmalı”

    KTTB olarak, gelinen bu noktada devlet ve hükümet yetkililerini konu ile ilgili bir kriz masası oluşturmaya çağırdıklarını ifade eden Köroğlu, kriz masasında yapılacak olanların vakit kaybetmeden planlı ve koordineli bir şekilde uluslararası kurallara uygun yapılmasının öneme işaret etti.

    Köroğlu, yanan laboratuarın ülkemizde yürürlükte olan mevzuata uygun olarak her çeşit ham ve mamul maddelerin kalite kontrol, adli kimya, pestisit kalıntı, besin ve suların kalite kontrolü, besin ve çevre maddelerinde radyasyon tayini ve tespitleri, çevre kirliliği analizlerini ve tıbbi analizler dışında her türlü kalitatif ve kantitatif kimyasal analizleri yaparak yürürlükteki mevzuat uyarınca dışalım ve dışsatım için gerekli sağlık, kalite ve radyasyon sertifikalarının yapıldığı yer olduğunu belirtti.

    “18 gündür tahlil yapılıyor mu?”

    Devlet Laboratuarı’nın mevzuata uygun görev ve faaliyetlerini meydana gelen yangın nedeni ile yapamayacak bir duruma geldiğine dikkat çeken Köroğlu, “Tahlillerin yapılmaması yaşamsal ve hukuksal birçok probleme de sebep olma potansiyeli taşımaktadır” dedi.

    Köroğlu, sağlık ve kalite yönünden mevzuata uygun analiz ve tetkiklerin yapılamamasının ülkemizde üretilen, ithal ve ihraç edilen her türlü sebze, meyve ve gıda çeşitleri dışında alkol, uyuşturucu ve diğer maddelerle ilgili testlerde de tek tahlil laboratuarı olan Devlet Laboratuarı’ndaki vahim yangın sonucu test ve tahlillerin ne zaman yapılabileceğinin belirsizliğini koruduğunu ifade etti.

    Tehlikeli atıkların yangın sonrası ortaya çıkan bir başka sorun olduğunu anlatan Köroğlu, “Kanserojen, toksik, patlayıcı, tutuşabilen, korozif, tahriş edici vb. özelliklerinden dolayı insan sağlığı ve çevre bakımından risk teşkil eden atıklar tehlikeli atıklardır. Bu tür tehlikeli atık bulunduran devlet veya özel her türlü tesisin yasalar gereği özelliklerine göre korunup her türlü tehlikeye karşı korunma tedbirlerinin alındığını ve bunun sürekli bir şekilde denetlendiğini, daha da büyük facialar yaşamadan artık görmek istiyoruz. Devleti acil olarak bu tedbirleri almaya, eksik olan yasaları çıkarmaya, çıkardığı yasaları uygulayıp denetleyicisi olmaya çağırıyoruz” dedi.

    KTTB olarak, devletin veya hükümetlerin yaptığı ve yapacağı her uygulamada, insan ve halk sağlığından daha önemli, öncelikli bir şey olmadığı görüşünde olduklarını ifade eden Köroğlu, “Devlet Tahlil Laboratuarı yangınından sonra buradaki tehlikeli atıkların, temizlenmesindeki, taşınmasındaki uluslararası kurallara uygun ayrıştırılarak depolanmasında, işçi sağlığı, halk sağlığı ve çevreye duyarlılığındaki profesyonel çalışmalarından dolayı ilgili daire müdürü ve bunu sağlayanları, bu temizleme işlerinde risklerine aldırmadan titizlikle çalışanlara teşekkür ediyoruz” dedi.

    Köroğlu, Türkiye ile olan Kıbrıs Türkü’nün adadaki varoluş sebebi ve iki devlet arasındaki kopmaz ve koparılamayacak kardeşlik ilişkilerimizi de düşünerek, laboratuarda ortaya çıkan atıkların, Türkiye’deki Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisleri’nde bertaraf edilmesi için görüşmeler yapılması gerektiğini dile getirdi.

    Köroğlu, şöyle devam etti:

    “Devletimizde tek olması nedeni ile KTTB’nin daha önceki yönetimlerinin de önerdiği, Yerel Yönetimlerin ve Özel Tarafsız Hakim Tahlil Laboratuarları’nın da izinle ve devlet denetiminde kurdurulmasını, devletin teşvik etmesi ve bunun planlamasının yapılması şarttır.

    Yerel yönetimlerimizde kurulacak tahlil laboratuarlarının olmasını ve her türlü gıdanın sofralara ulaşmadan, marketlerde satışa çıkmadan tahlillerinin yapıldığı gerekmektedir. Ayrıca, ‘Gıda Sağlık Yasası’nın tüm eksik yönetmelik ve tüzüklerinin bir an önce çıkarılıp bir bütün olarak uygulanıp, bunun denetlendiğini, sofralardaki her türlü gıdanın güvenirliliğinden emin olunmasını görmek istiyoruz.”

    “Ülkeye giren ürünlerin akrediteli bir laboratuardan testleri isteniyor”

    Devlet Laboratuarı Müdürü Mehmet Tatar, laboratuardaki yangının zararının 10 milyon TL’yi geçeceğini kaydederek, 10 güne kadar az hasar gören üç bölümün hizmete girmesini beklediklerini kaydetti.

    Atıkların, Türkiye’den gelen profesyonel bir ekip ile birlikte, Güngör’deki tesislere aktarıldığını kaydeden Tatar, “Şu anda laboratuarda besin ve kimyasallar ile ilgili hiçbir analiz yapılamıyor” dedi.

    Sağlık Bakanlığı’nın yangından hemen sonra ülkeye getirilecek besinler ile ilgili yurt dışından akredite olmuş bir laboratuarda analiz belgeleri getirme zorunluluğu getirdiğini belirten Tatar, akredite olan bir laboratuarın tartışmasının yapılamayacağını da söyledi.

    Paylaş