Ülke genelinde sağlık merkezlerinde hizmetler durdu.

68
reklam alani

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), kamu hastaneleri ve sağlık merkezlerinde eylem yapıyor.
Ülke genelinde kamu hastaneleri ve sağlık merkezlerinde acil servisler, acil ameliyat, diyaliz hizmetleri ve onkoloji dışında kamu hastaneleri ve sağlık merkezlerinde hizmetler durdu.
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş) Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi girişinde eylem ve basın açıklaması yaptı.

Doktorlar, ellerinde “Koltuklar Gider, Doktorlar Kalır”, “Yalanlardan Sıkıldık, Palavra, Palavra”, “Göç Yasasına Son”, “Halkın Hastanelerine Dokunma”, “KTHY’yi Unutmadık”, “Hekim Yasası Hakkımız”, “Patronlara Değil Halka Hizmet”, “Sağlık Özelleştirilemez”, “Halkın Hastanelerine Dokunma”  yazılı pankartlarla eyleme destek verdi.  Doktorlara vatandaşlar da destek belirtti.

USAR
Tıp-İş Başkanı Sıla Usar eylemde yaptığı basın açıklamasında, ülkede “sağlık krizi” olduğunu vurgulayarak, bu krizin yıllar içinde büyüdüğünü ve büyümeye devam ettiğini söyledi.
Hekimlerin önemine ve görevlerine değinen Usar, devletin en temel görevlerinin yurttaşın eğitimini, sağlığını ve güvenliğini sağlamak olduğuna işaret etti.
“Bunları yapmayan bir devlet ne işe yarar ki? Yıllardır söylüyoruz. Sağlıktaki sorunları konuşuyoruz. Anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar, ya da anlıyorlar ama gereğini yapamıyorlar” şeklinde konuşan Usar, bu konuda ne kendilerinin, ne de halkın sabrı kaldığını söyledi.

“DEVLET AZ HEKİMLE ÇOK İŞ, AZ ÜCRET POLİTİKASIYLA ÇALIŞIYOR”
Usar şöyle devam etti: “Yapılması gereken yasaları yapmazsanız sağlıktaki kriz çözülmez dedik.Yasaları yapmadınız.Fiziki koşulları berbat bu hastanelerin, alt yapınız yok. Hekiminiz hemşireniz yok, nöbet tutmaktan tükettiniz çalışanları. Hekim eksikliği, alt yapı eksikliği nedeni ile hastaları sevk etmek zorunda kalıyoruz. Sonra da milyonlarca lira tutarındaki faturaları ödüyor bu devlet. Faturalar kabardıkça çalışana ücret yok, alt yapıya para yok, eğitime para yok, ilaçlara para yok.”
Hastanede en ciddi enfeksiyonların tedavi edildiği antibiyotik olmadığını savunan Sıla Usar, devletin az hekimle çok iş, az ücret politikasıyla çalıştığını ileri sürdü.

“GİRNE AKÇİÇEK HASTANESİ’Nİ SAĞLIK OCAĞI YAPTIRMAYACAĞIZ”
Onkoloji hastanesinin hekim, hemşire ve personel olmadığı için bir katının açılamadığına işaret eden Usar, şimdi de 200 bin metrekarelik hastane yapılacağının söylendiğini, bunun 30 futbol sahası büyüklüğünde bir hastane olacağını kaydetti.
Usar, “elbette yeni hastanelere, halen kullanılanların tamirine ihtiyaç vardır. Ama onkoloji hastanesinin bir katını bile açamamışken, Girne Hastanesi’nde hastalar doktorsuz geceler geçirirken, 30 futbol sahası büyüklüğündeki bir hastaneyi nasıl donatacaksınız? Hekim hemşire nereden bulacaksınız?” dedi.
Girne Akçiçek Hastanesi’ni sağlık ocağı yaptırmayacaklarını vurgulayan Usar, bundan sonra hayal değil, gerçek istediklerini, gerçek hastaneler istediklerini kaydetti.
“BU ÜLKENİN İHTİYACI OLAN GÜÇLÜ BİR KAMU SAĞLIK HİZMETİDİR”
Ülkenin güçlü bir kamu sağlık hizmetine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Sıla Usar, “sağlık özelleştirilemez. Kamu özel ortaklığı adı altında hastanelerin ticari işletmelere dönmesine, sağlığın alınıp satılan bir mal olmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü eğer sağlık özelleştirilirse, alınıp satılan bir mal olursa, o zaman parası olan yaşar, parası olmayan ölür bu memlekette” dedi.
Bugün yaşanan sorunlardan, gelen geçen tüm hükümetlerin sorumlu olduğunu vurgulayan Usar, bugünkü yasal çerçevede bir hekimin sokakta, maçta, hastane dışında her hangi bir yerde gözünün önünde bir hasta kalp krizi geçirse, kalbi dursa ona müdahale edemeyecek durumda olduğunu ileri sürdü.

“HEKİMLİK MESLEĞİ AYAKLAR ALTINDA”
Usar, “Hipokrat yemini, bütün mesleki etik değerler hiçe sayılarak hekimlik mesleği ayaklar altındadır bu ülkede” dedi.
Hekimler olarak bu durumdan ötürü çok üzgün olduklarını dile getiren Usar, bu konuda yaptıkları bütün girişimler, imzalanan bütün protokollere rağmen gerekenlerin yapılmadığını söyledi.
Konu hakkında atılan adımları ve yaşanan süreci anımsatan Usar, hekim istifaları sonrasında ve çalışacak hekim bulunamamasının ardından göç yasasından istihdam edilen hekimlerin maaşlarının arttırıldığını hatırlattı.
Usar şöyle devam etti:
“Hekim-Hakim maaş eşitliği dediler 1980’lerden beri söylüyorlar, onu da yapamadılar. Hekimleri kategorilere böldüler, 2008-2011 arası hekimleri dışladılar, bir grup hekimin emeklilik menfaatlerinden kestiler.
Çalışma barışını bozdular, Demoklesin kılıcı gibi başımızın üzerinde disiplin soruşturmalarını başlattılar. Yasada var olan özel hasta bakma hakkını düzenlemek için tüzük yaptılar ama tüzüğün gereklerini de yerine getirmediler. Birkaç paragraflık değişiklikleri bile sonuçlandıramadılar.
Hekim yasasını bize çok gördüler, şimdi de seçim süreci başladı, hiç bir çalışma sonuçlanamaz diyorlar.”

“SAĞLIK ERTELENEMEZ”
Sağlığın ertelenemeyeceğini vurgulayan Sıla Usar, tüm siyasi partilere seçim bildirgelerindeki sağlık politikalarını açıklama, halka da partilerin bildirgelerindeki sağlık başlıklarını iyi incelemeleri çağrısında bulundu.
Usar, bu ülkede hiç bir idarenin hekimleri yasadışı çalışmaya mahkum etmeye hakkı olmadığını vurgulayarak, “Biz hekimliğimizi yapmak istiyoruz, hastalarımıza şifa vermek istiyoruz. Doğumdan itibaren her yurttaşımızın sağlığını savunmak için mücadeleye devam edeceğiz.  İnsanlara, verilen haklı mücadelelerden sonuç alınabileceğini göstermek adına, daha güzel günlerin umudu olmak adına direneceğiz ve elbette bu ülkede güzel günler göreceğiz” dedi.
Usar, Tıp-İş’in eylem planının bugün Sağlık Bakanlığı ile yapılacak görüşmeler sonrasında belirleneceğini söyledi.

 

Paylaş