Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyeti Rusya ile ilişkilerini nasıl etkiler?

41
reklam alani

ABD, AB ve Mısır tarafından yapılan çağrılara rağmen, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu Kıbrıs’ın batısında bulunan Fatih sondaj gemisine ilave olarak, Yavuz sondaj gemisinin de bölgeye gönderileceğini, Türkiye açısından sismik araştırma faaliyetlerinin tamamlandığını, sondaj faaliyetlerine başlanacağını duyurdu. Türkiye’nin bölgede tansiyonun iyice yükselmesine neden olan bu girişimine, Doğu Akdeniz’de hem askeri hem de jeopolitik açıdan etkinliği her geçen gün artan Rusya nasıl tepki verecek? S-400 ve Suriye konusunda Türk-Rus ilişkileri nasıl etkilenecek?

Rusya için Doğu Akdeniz neden önemli?

Rusya ekonomi ve dış politikasını enerji politikaları üzerine bina eden bir ülke. Bütçe gelirlerinin %40’dan fazlasını enerji kaynaklarından sağlıyor. AB, doğalgaz ihtiyacının %41’ini Rusya’dan karşılıyor. Enerji gelirlerinin devamlılığını sağlamak, Avrupa doğalgaz pazarında tekel konumunu sürdürmek Rusya için öncelik arz ediyor.

Doğu Akdeniz’de bulunan gaz rezervleri ve bu gazı Avrupa’ya taşıyacak Güney Gaz Koridoru Avrupa için Rus gazına bir alternatif oluşturabilme potansiyeline sahip. Bu nedenle, Rusya, Doğu Akdeniz’de enerji projelerine dahil olarak, kıyıdaş ülkeler ile ikili ilişkiler geliştirerek, bu denklemi kendi menfaatleri doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor.

Rus Lukoil firması Doğu Akdeniz’de Mısır’a ait ZOHR sahasının %30’unu satın aldı. Novatek Lübnan’da ENI ve Total ile birlikte rezerv arama çalışmaları için konsorsiyum kurdu. Banyas’tan Tartus’a kadar Suriye’nin kıyı kesiminde 25 yıllık sondaj hakkı Rus enerji firmalarına ait. Rusya, İsrail ile iş birliğini geliştirerek Tamar ve Leviathan sahalarındaki gazın bir kısmını LNG olarak Avrupa yerine, Doğu Asya pazarına satmayı planlıyor.

Ancak; ABD’nin teşvik ve desteğiyle kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu, EXXCON mobil gibi bir enerji devinin oyuna dahil olması Türkiye’yi denklem dışına iterken, aynı zamanda bölgede Rusya’nın enerji politikalarını tehlikeye soktu.

Türkiye dengeleri kendi lehine değiştirmek için harekete geçti

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Doğu Akdeniz’de oyunun kurallarını değiştirmek, tarafları kendisinin de dahil olacağı bir müzakereye zorlamak için, kendi kıta sahanlığının ihlal edildiği düşündüğü Kıbrıs’ın batısında sondaj yapacağını duyurdu. Anlaşılan Türkiye bu girişimi ile, kendi kıta sahanlığı sınırlarını fiili olarak kabul ettirmeyi ve Doğu Akdeniz Gaz Forumunu geçersiz hale getirmeyi hedefliyor. Reel politik açısından bakıldığında Türkiye’nin bu aşamada elinde başka bir seçeneği olmadığını da ifade etmek gerekiyor.

Rusya kısa vadede Türkiye’den alabildiği kadar taviz almak istiyor

Rusya açısından bakıldığında Türkiye’nin sondaj faaliyeti birkaç anlam taşıyor. Suriye, Türk Akımı ve S-400 hava savunma sistemi tedariki gibi konularda iki ülke arasında bir stratejik ortaklıktan bahsedilse de, ilişkiler daha çok Rusya’nın menfaatleri doğrultusunda ilerliyor. Rusya söz konusu iş birliğinin bir kapasitesi olduğunu ve bu ilişkiden ne kadar istifade ederse o kadar karlı çıkacağını düşünüyor. Türkiye ile ilişkilerin ömürlü olmadığı seçeneği Ruslar için her zaman masada yerini koruyor.

Bu noktadan hareketle Rusya, Türkiye’ye destek vermek pahasına Doğu Akdeniz’de kurduğu ikili ilişkileri tehlikeye atar mı, sorusu gündeme geliyor. Nitekim, Rus Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada sondaj faaliyetinden duyulan endişe dile getirilerek, taraflara uluslararası hukuka uygun hareket etmeleri çağrısı yapıldı. Diplomatik olarak yapılan açıklamanın ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasında olduğu gibi sert bir ton içermediği, Rusya’nın itidalli bir dil kullanmayı tercih ettiği görülüyor.

BM Güvenlik Konseyi Daimî üyesi olarak Rusya’nın Türkiye’yi desteklemesi önemli

Türkiye için bu konuda Rusya’nın desteğini almak çok önemli. Zira, BM Güvenlik Konseyi Daimî üyesi olarak Rusya’nın Türkiye’yi desteklemesi Güvenlik Konseyi’nin bu konuda bir yaptırım karar almasını zorlaştıracaktır. Ancak Türkiye ne zaman yalnızlaşmış ve Rus desteğini aramışsa o kadar büyük tavizler vermiştir.

Rusya’nın bu noktada krizin gidişatına göre Türkiye’ye vereceği kısmi desteğin faturasını şimdiden öngörmek zor değil. Bir diğer önemli nokta ise, Türkiye eğer herhangi bir müdahale olmadan sondaj faaliyetlerine başlarsa, bu Türkiye’nin başarısı olduğu kadar Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun destekçisi ABD ve Güney Kıbrıs’ın haklarını koruyamayan AB’nin de başarısızlığı olarak algılanacaktır. Böyle bir ortamda Rusya, doğalgaz projeleri için güvenilir ortak konumuna gelebilir, iş birliği için yeni mevziler kazanabilir.

Rusya’nın desteği Türkiye’den alacağı tavizin büyüklüğüne bağlı

Sonuç olarak Rusya’nın Türkiye’ye karşı tavrı krizin gidişatına ve konjonktüre göre sertleşebilir. Bu durumda pragmatik yaklaşması muhtemel olan Rusya’nın desteği Türkiye’den alacağı tavizin büyüklüğüne bağlı olacaktır. Türkiye, kriz derinleştikçe Rusya’nın desteğini almak için S-400 konusundaki kararlı duruşunu devam ettirebilir, ikinci cephe olarak Suriye’de Fırat’ın doğusunda örtülü Rus desteğiyle bir harekât düşünebilir. Rusya’nın Türkiye’ye vereceği destek bölgede işbirliği içerisinde bulunduğu Mısır İsrail Lübnan ve Güney Kıbrıs ile ilişkilerini muhafaza edebileceği ölçüde olacaktır.

Yazar, Mehmet Cem Demirci – Deniz güvenliği uzmanı

Paylaş