Tolga Atakan: “Hayat hiçbirimiz için 1 Mart 2020’deki gibi olmayacak…”

20
Tolga Atakan
reklam alani

HP Milletvekili Tolga Atakan, kolektif bir şekilde hareket etmenin önemine vurgu yaparak, “Hayat hiçbirimiz için 1 Mart 2020’deki gibi olmayacak. Ciddi bir ‘reset’ gerekiyor” dedi.

Halkın Partisi (HP) Milletvekili Tolga Atakan, sosyal medya üzerinden artan koronavirüs vakalarıyla ilgili olarak açıklama yaptı.

Atakan, koronavirüs pandemisinin hayatımıza gireli neredeyse 11 ay olduğunu ifade ederek, “Geride bıraktığımız süre içerisinde sağlık tedirginliği, vaka sayıları, ekonomide yaşadığımız daralma, alınan alınmayan kararlar derken toplumsal kaygıların arttığı, derinleştiği bir döneme evrildik” dedi.

“Yine bir kapanma dönemi içerisindeyiz. Yine toplumun bazı kesimleri bu kapanma sürecinde yükü daha ağır tarafından sırtlıyor” ifadelerini kullanan Atakan, değişime uğrayan virüs, yayılım hızı özellikle sağlığa yönelik endişeleri arttırırken geride kalan süreç içerisinde taşınması zor bir yükün altına giren ve her geçen gün yükü artan mali yapının da SOS çığlıkları attığını belirtti.

Atakan, “Gelecek veya gelmesini umduğumuz kaynakların dahi yeterli olmayacağı bir tablo var önümüzde. 2020 yılında ilk dalga ve buna bağlı global kaos başladığında sıklıkla yapılan bir tespit vardı; “Artık hiçbir kimse için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” ifadelerini kullandı.

“RESET GEREKİYOR”

“Gelinen süreç yönetme becerisine sahip olmayan, kendi kısır gündemleri içinde boğulan ve bu önemli mücadeleye odaklanamayan toplama hükümeti de aşmış durumda” diyen Atakan, “İşte tam da bu noktada artık her türlü egoyu, siyasi hesabı, kısır hesabı bir kenara bırakıp kolektif bir şekilde hareket etme zorunluluğundayız. Hayat hiçbirimiz için 1 Mart 2020’deki gibi olmayacak. Bu süreç aslında tarihi bir fırsat. Bugüne kadar yaptığımız bütün hatalı uygulamaları ortadan kaldırmak, kolektif bir şekilde kendine yetecek, ayakta duracak bir yapıyı kurabilmek için tam fırsat. Ciddi bir “reset” gerekiyor” dedi.

HP’li vekil Atakan, açıklamasında şunları söyledi:

“Koronavirüs pandemisi hayatımıza gireli neredeyse 11 ay oldu. Geride bıraktığımız süre içerisinde sağlık tedirginliği, vaka sayıları, ekonomide yaşadığımız daralma, alınan alınmayan kararlar derken toplumsal kaygıların arttığı, derinleştiği bir döneme evrildik.

Yine bir kapanma dönemi içerisindeyiz. Yine toplumun bazı kesimleri bu kapanma sürecinde yükü daha ağır tarafından sırtlıyor.

Değişime uğrayan virüs, yayılım hızı özellikle sağlığa yönelik endişeleri arttırırken geride kalan süreç içerisinde taşıyamayacağı bir yükün altına giren ve her geçen gün yükü artan mali yapımız da SOS çığlıkları atıyor. Gelecek veya gelmesini umduğumuz kaynakların dahi yeterli olmayacağı bir tablo var önümüzde.

2020 yılında ilk dalga ve buna bağlı global kaos başladığında sıklıkla yapılan bir tespit vardı; “Artık hiçbir kimse için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”

Günümüzde o dönem yapılan tespitin hızlı bir şekilde gerçekliğe dönmesine tanıklık ediyoruz.

Krizin başında kısıtlı olan kaynaklarımızın yerine ikame koyamadık, olanı tükettik, yine bu süreç içerisinde yaşanan ekonomik dengesizlikler ile daha da geriledik.

Toplumumuzun önemli bir kesmini oluşturan özel sektör ki sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler değil, sermaye anlamında görece güçlü işletmeler dahi bu süreçte yaralı. Üreticiler, sanayiciler, otobüsçüler, esnaf; kısacası toplumun tamamı hatta bu süreçte göreceli olarak en azından maaş garantisi nedeniyle daha az etkilendikleri düşünülen kamu çalışanları dahi etki altında. Ve bu olumsuz etki her geçen gün daha da artıyor, artacak.

“İLERİYE DÖNÜK BELİRSİZLİKLER…”

Geldiğimiz noktada özellikle ileriye dönük belirsizlikler, aşılama ile birlikte ortaya çıkan umudun dahi bu belirsizliğe derman olmadığı bir süreçteyiz.

Gelinen süreç yönetme becerisine sahip olmayan, kendi kısır gündemleri içinde boğulan ve bu önemli mücadeleye odaklanamayan toplama hükümeti de aşmış durumda.

İşte tam da bu noktada artık her türlü egoyu, siyasi hesabı, kısır hesabı bir kenara bırakıp kolektif bir şekilde hareket etme zorunluluğundayız.

Hayat hiçbirimiz için 1 Mart 2020’deki gibi olmayacak.

Bu süreç aslında tarihi bir fırsat. Bugüne kadar yaptığımız bütün hatalı uygulamaları ortadan kaldırmak, kollektif bir şekilde kendine yetecek, ayakta duracak bir yapıyı kurabilmek için tam fırsat.

Ciddi bir “RESET” gerekiyor.

Gelirlerini, giderlerini planlayabilen, bu alandaki yapısal sorunları ortadan kaldıran, gerekli dönüşümleri hayata geçirebilen bir yapıya, bir kamu maliyesine ulaşmak hayal değil.

“TARİHİ BİR DÖNEMDEYİZ”

Vergi sisteminden, teşvik sistemine. Yüksek öğrenim stratejimizden, turizm modellememize. Denetim mekanizmalarına. Kamu yapılanmasından, mevcut yasaların güncellenmesine kadar geniş bir yelpazede kendimizi yenilemek, geliştirmek için tarihi bir dönemdeyiz.

“ORTAK AKIL VE RUH İLE HAREKET ETME ZAMANI”

Yeter ki toplumun tüm bileşenleri şapkalarını önlerine alıp bu dönüşüm için gerekli birlikteliği ve inancı sergileyebilsin. Zaman bölünme, ayrışma, kamplaşma değil bir bütün olarak ortak akıl ve ruh ile hareket etme zamanı.

Aksi ise toplumumuzu telafisi mümkün olmayan ve yıllarca kaldıramayacağımız bir enkaza sürükleyecek gibi görünüyor…”

Paylaş