Ölçümlerdeki sapma AB ile aynı

57
reklam alani

Tarımsal ürünlerin denetimine yönelik güvensizlik toplumda infiale neden olurken,  “yüzde 50 ölçüm belirsizliği” tekniği tartışmalara tuz biber oldu. Uzmanlar ise yöntemde sorun olmadığı görüşünde

“AB İLE AYNI YÖNTEM”: Gıda analizlerinde kullanılan yöntem konusunda hem Gıda Mühendisleri Odası hem de Ziraat Mühendisleri Odası memnun. Her iki oda KKTC’de kullanılan yöntemin AB mevzuatına uygun bir yöntem olduğu görüşünde

TOPLUM GÜVENSİZ: Her iki odanın başkanı da yönteme ilişkin güvensizliğin bilinç eksikliğinden kaynaklandığı görüşünde. İki oda başkanı da gıda analizleri başlamadan önce toplumun yöntem konusunda bilinçlendirilmesi gereğine dikkati çekti.  İki başkan “tepkilerin nedeni güvensizlik” dedi

“TEKNİK AÇIDAN RAHATIZ”:  Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Naile Soyel: Gıda güvenliği açısından pestisit ölçümü dünyada uygulanan bir yöntemdir. Devlet Laboratuarı da AB standartlarında çalışan örnek bir kuruluştur. Kullanılan teknik açısından biz rahatız

YÜZDE 50 TARTIŞMASI: Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Ercilasun, yoğun tartışmaya neden olan, ölçümlerdeki  “+/-yüzde 50” sapmanın KKTC’de uydurulmuş bir şey olmadığının altını çizdi.  Ercilasun, “Bu AB uzmanlarının uzun araştırmaları sonucu belirlenen bir orandır” dedi

Gıda analizlerinde, zehir kalıntısına dair limit değerlerin yarı yarıya düşürülmesine ilişkin karar askıya alındı.

Karar askıya alınmasına rağmen kamuoyundaki “Zehir yiyoruz” şeklindeki tepkiler dinmedi.

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Naile Soyel, konu ile ilgili Havadis’e dün yaptığı açıklamada “Gıda analizlerinde yüzde 50 ölçüm belirsizliği” yönteminin Avrupa Birliği ülkelerinde ve dünyanın daha birçok ülkesinde uygulanman bir yöntem olduğunu belirtti.

Soyel, KKTC’de Mart ayında uygulamaya konan “yüzde 50 ölçüm belirsizliği” yönteminin toplumda tepki bulmasının nedeninin kişilerin gıda güvenliğine karşı duyduğu güvensizlik olduğunu söyleyerek, aslında ortada gıda güvenliği açısından endişe edecek bir durum olmadığını ifade etti.

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Ercilasun ise “Gıda analizlerinde yüzde 50 ölçüm belirsizliği” yönteminin AB’ye uyum bağlamında KKTC’de de uygulamaya sokulmasına ilişkin kararın 9 Ocak 2017 tarihinde alındığını ancak Devlet Laboratuarı’nda meydana gelen yangın nedeni ile yöntemin Mart ayında uygulanmaya başladığını söyledi.

Ercilasun, yöntemin AB standartlarında bir yöntem olduğunu ancak toplumun henüz bu yöntemi kabullenmeye hazır olmadığını, kararın askıya alındığını söyledi.

Ercilasun, “Gıda analizlerinde yüzde 50 ölçüm belirsizliği” yönteminin KKTC’de uygulamaya konması için önce gıda güvenliğine karşı toplumda gerekli güveni sağlamak gerektiğini ifade etti.

Soyel: Kamuoyunun aydınlatılması gerekirdi

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Naile Soyel, gıda güvenliği kontrollerinde yapılan ölçüm için kullanılan yöntemlerden birinin de pestisit ölçümü olduğunu kaydetti.

Pestisit ölçümünün bütün dünyada uygulanan bir yöntem olduğunu söyleyen kaydeden Soyel, gıda ithalatı ihracatında da belirleyici kriter olduğunu belirtti.

Pazarında veya imhasında bu tür testlerin ürünün genel gıda güvenliği profilini net şekilde ortaya koyduğunu dile getiren Naile Soyel, “ülkemizde de gündeme gelmesi yeni değil, Mart ayından beri Devlet Laboratuarı zaten bunu uyguluyormuş” dedi.

Soyel, “Büyük bir çerçeveden bakıldığında aslında bu kadar tepki bulmamalıydı, çünkü şuanda AB ülkelerinde ve dünyanın birçok ülkesinde uygulama zaten yapılmaktadır. Zaten dünyada yapılmakta olan bir uygulamanın bizde de yapılması teknik olarak bizi rahatsız etmedi” diye konuştu.

Naile Soyel, ancak söz konusu yöntem ile ilgili toplumun da tepkisinde haksız olmadığını belirterek, “Toplumda kanser vakalarının yeksek olması, üreticilerin, gıdaların denetlenmediği varsayımı zaten toplumun kafasında büyük bir soru işareti doğuruyor. Dolayısıyla devletin bu yöntem ile ilgili toplumu bilinçlendirmesi, kamuoyunun aydınlatılması gerekirdi” dedi.

“Toplumun reaksiyonu gıda güvenliğine olan güvensizliğin ürünü”

KKTC’de gıda güvenliğine ilişkin yapılan anketlere göre, ankete katılanların yüzde 70’in güvensizliğin ortaya çıktığını söyleyen Naile Soyel, toplumdaki şuan mevcut reaksiyonun sebebinin de bu olduğunu kaydetti.

Soyel, “Toplumda şuanda tüketilen gıdalara zaten soru işareti ile bakılıyor. Toplumun aslında endişe duyduğu konu gıda güvenliğine karşı duyduğu güvensizliktendir ve tepsisinde bu yüzden haklıdır. Devlet bunu görmeli ve acilen kriz masası oluşturup ülkedeki gıda güvenliği sistemini gözden geçirmek anlamında ciddi girişimleri ortaya koymak zorundadır. Bu siyasi konularla ilişkilendirilmemelidir.  İnsan sağlığı hangi partiden, ırktan, cinsiyetten olursa olsun fark gözetmez” diye konuştu.

“Devlet Laboratuarı dünya standartlarında çalışıyor”

Yüzde 50 ölçüm belirsizliği tartışmasının gereksiz yere manipüle edildiğini söyleyen Naile Soyel, bunun için üzüldüklerini kaydetti.

Toplumun tansiyonunun gereksiz yere çıkarılmaması gerektiğini kaydeden Soyel, “Devlet Laboratuarı dünya standardında çalışan, çok ciddi boyutta kendini geliştirmiş bir kuruluştur ve bu ülkenin yüz akıdır. Çıkan yangından dolayı başka bir binada hizmet vermesine rağmen standartlarını yükseltmek için çok ciddi bir çalışma, çaba var. Ülkede yasa yok diye işin arkasını bırakmıyorlar, dünya standardını uyguluyorlar. Gıda güvenliği açısından ortada toplumun endişe edeceği bir durum yoktur” diye konuştu.

Ercilasun: Karar AB’ye uyum bağlamında alındı

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Ercilasun, Devlet Laboratuarı’nda kullanılan limitlerin AB standartlarında olduğunu kaydederek AB’de uygulanan limit değişikliklerine ilişkin uygulamanın KKTC’de de yapıldığını söyledi.

“Gıda analizlerinde yüzde 50 ölçüm belirsizliği” yönteminin AB’ye uyum bağlamında KKTC’de de uygulamaya sokulmasına ilişkin kararın 9 Ocak 2017 tarihinde alındığını ancak Devlet Laboratuarı’nda meydana gelen yangın nedeni ile yöntemin Mart ayında uygulanmaya başladığını söyledi.

Kararın Tarımsal İlaçlar Denetleme Kurulu tarafından alındığını da söyleyen Ercilasun, kurulun devlet tarafından atanan kişilerden oluştuğunu belirtti.

Ercilasun, “Kurulda sivil toplum örgütlerinden temsilciler olsaydı bu karar bu kadar tepki almayacaktı. Kararın doğruluğu toplum hassasiyeti bağlamında değerlendirilecek, uygulanacak ya da uygulanmayacaktı” dedi.

“Toplum hazır değil”

KKTC’de toplumun yarısından fazlasının gıda güvenliği bağlamında güvensizlik duyduğunun yapılan anketlerle ortaya konduğunu söyleyen Ercilasun,  toplumun bu yöntem için henüz hazır olmadığını belirterek “Gıda güvenliği konusundaki güvensizlik noktasında biz bu yöntemin uygulanmasını istemiyoruz. Bu yüzden uygulanma askıya alındı. Ancak AB’ye girilirse bu uygulama geçerli olacaktır” dedi.

Ercilasun, “Toplum hazır değil. Birçok faktörlerin devreye girmesi ile bu uygulamaya konmalıdır. Bunun yanında tabi gıda güvenliği bağlamında ziraat mühendisleri kadroları yetersizdir. Son 10 yıldır hiç mühendis alınmadı, her geçen gün de emeklilik durumundan dolayı kadro sayısı azalmaktadır. Yasaların da güncellenmesi gereklidir. Zirai ilaçların da reçete ile satılması güvensizlik ortamını ortadan kaldıracaktır. Sertifikalı üretimin daha fazla desteklenmesi şarttır. Hal Yasası’nın devreye girmelidir. İthal edilen ürünlerde mutlaka sertifikalı izlenebilir belgeler aranmalıdır. Yasalarda cezai yaptırım arttırılmalıdır ve daha fazla uygulanması gerekir” diye konuştu.

“Yüzde 50 ölçüm belirsizliği” nedir?

Mehmet Ercilasun, Gıda analizlerinde yüzde 50 ölçüm belirsizliği” yönteminin nasıl belirlendiğine ilişkin açıklamasında ise şunları kaydetti:

“AB’nin 2 tane tavsiye niteliğinde rehberi var. AB 4 yıl önce, Türkiye 2 yıl önce bu uygulamaya geçti. AB’de serbest dolaşım var ve herhangi bir ülkede üretilen ürün AB ülkelerinde sorgusuz sualsiz serbest dolaşım hakkına sahip, laboratuar belgesi ile AB’nin birçok ülkesine girebilir. Gerek bu rapordan gerekse iklim şartlarından dolayı da bazı sapmalar ve belirsizlikler ortaya çıkıyor. AB uzmanları bu konuda çok ciddi çalışmalar yaptı ve bu sapmanın “+/-yüzde 50” civarında olduğunu tespit ettiler ve bu yöntem AB’de uygulanmaya başladı.”

Paylaş