Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı Buray Büsküvütçü, Barış ve Demokrasi Yürüyüşü’nün sonunda bazı “provokatörlerin” insanları MDP Genel Merkezi’ne saldırması için kışkırttığını iddia etti.
Büsküvütçü konuyla ilgili açıklamasında, parti yetkililerinin yürüyüş sonrası dağılan vatandaşlara karanfil ve zeytin dalları sunduğunu; sokaktaki kalabalıkla birlikte faşist zihniyetten uzak, demokrasiyi savunan bir parti olmanın bilinciyle “Kahrolsun Faşizm” sloganları attıklarını kaydetti.
Buray Büsküvütçü, parti merkezinde gündüz saatlerinde hoparlörlerle sokağa verilen Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın kendi sesinden “Benim 2 bayrağım var” şiiri ve “Mücahitler Marşı”nı çalmaları nedeniyle provokatör olarak anıldıklarına işaret etti.
Kışkırtmalar sonunda parti genel merkezinin saldırılara maruz kaldığını ve polisin “izinsiz olarak binaya girip, parti üyelerini zorla parti salonunda toplama girişiminde bulunduğunu” savunan Büsküvütçü, “Polisin, partideki arkadaşlarımızı linç etmek için girişimde bulunan kalabalığı dağıtmak yerine, partimizi işgal etmesini kınıyoruz” ifadesini kullandı.
Büsküvütçü, yürüyüş sonrasında MDP üyeleri ile halk arasında münakaşalar olduğu, karşılıklı sataşmalar yapıldığı yönündeki haberlerin ise gerçeği yansıtmadığını iddia etti.
Açıklamanın tam metni:
Dün gerçekleştirilen Barış ve Demokrasi yürüyüşünün sonunda, dağılan vatandaşlarımızın arasındaki bazı provokatörler, insanlarımızı Parti Genel Merkezimize saldırması için kışkırtmıştır.
Parti Merkezimizde gündüz saatlerinde 20 dakika kadar çalınan ve polis tarafından izinsiz denilerek durdurulan Kurucu Cumhurbaşkanımız rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın kendi sesinden “Benim 2 bayrağım var” şiiri ve “Mücahitler Marşı” nedeni ile partimiz provokatör olarak anılmıştır.
Oysa ki, parti yetkililerimiz yürüyüşten dağılan vatandaşlarımıza karanfil ve zeytin dalları sunmuş, sokaktaki kalabalık ile birlikte faşist zihniyetten uzak, demokrasiyi savunan bir parti olmanın bilinci ile “Kahrolsun Faşizm” sloganları atmıştır.
İçlerinde Kıbrıslı Rum’ların da olduğu kalabalık bir provokatif grup ise, binaya girmeye çalışmış, bayraklarımıza şişeler ve taş fırlatmıştır.
Tüm küfür, şişe ve taşlara rağmen, partide bulunan üyelerimiz soğukkanlılığını korumuş ve olayların büyümesine fırsat vermemiştir.
Parti olarak esas üzüntümüz; Saldırı altındaki Parti Genel Merkezimize polisin izinsiz olarak kalabalık bir grupla girmesi ve parti üyelerimizi zorla parti salonunda toplama girişimi olmuştur. Polis güçleri, partinin tüm odalarına girmiş ve suç aleti olabilecek unsur araması yapmış, buldukları tek şey ise karanfil ve zeytin dalları olmuştur. Bu izinsiz polis işgali ve araması karşısında dahi parti yetkililerimiz polisimize yardımcı olmuştur. Polisimizin, Mücahitler Marşını bahane eden ve binamızda asılı bulunan büyük KKTC ve Türkiye bayraklarına saldıran, partideki arkadaşlarımızı linç etmek için girişimde bulunan kalabalığı dağıtmak yerine, partimizi işgal etmesini kınıyor, benzer olayların cereyan etmemesi için gerekli tedbirleri alacağına inanıyoruz.
Neticede, en büyük memnuniyetimiz provokatörlerin arzuladığı çatışma ortamının hayat bulmaması ve Türk Milliyetçilerinin de bu oyuna alet olmamasıdır.
Dünkü gibi toplumsal olaylarda üzerine büyük görev düşen basınımız da, bu noktada yanlış yönlendirilmiştir. TAK tarafından geçilen MDP üyeleri ile halk arasında münakaşalar oldu, karşılıklı sataşmalar yapıldı haberi kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Hiçbir MDP yetkilisi ve üyesi demokratik yürüyüşünü gerçekleştiren halkımız ile münakaşa etmemiş, sataşmamıştır.
Türk Milliyetçileri olarak, bu gergin dönemde “soğukkanlılık” ve “itidal” çağrısından başka bir mesaj yayınlamadık. KKTC’nin bekası için partimize yönelik bu hasımane davranışları da MDP olarak siyasi olgunlukla karşılıyor, tekrarlanmayacağına dair inancımızı koruyoruz.
Ülkemiz üzerindeki bu kara bulutların dağılmasını umut eder, tüm halkımızı Kıbrıs Türk kamuoyu üzerinde oynanmaya çalışan kirli senaryolar doğrultusunda uyanık olmaya davet ederiz.
