Libya’ya Türk askeri…

25
reklam alani

2 Ocak 2020, tarihte izini bırakacak bir tarih… Tıpkı Türk askerinin Kıbrıs’a gönderilmesini öngörene bir tezkerenin benzeri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylandı… Ama bu kez Kıbrıs tezkeresinde olduğu gibi Yüce Meclisin oybirliği yoktu… Libya’ya Türk askeri gönderilmesine onay sağlayan o tezkere, 2 Ocak Perşembe günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 183 “ret” oyuna karşı 332 “evet” oyuyla kabul edildi…    Komşu ülkeler Suriye ve Irak’ta söz sahibi olan, Kıbrıs’ta kolordusu bulunan, Katar’da ve Somali’de askeri üsleri olan, Sudan’la stratejik anlaşmalar yapan Türkiye böylece “Libya” başlıklı yeni bir sayfa daha açıyor… Hiç kuşku yoktur ki, sınır dışına asker gönderme kararları her zaman çok ciddi ve önemli tarihi kararlardır… Barındırdığı büyük risklerden dolayı…                                                                ***    Sanırım, tarihe kayıtlar düşerek yaşanmakta olan tarihi olayın özlü ve net açıklaması şöyle olur: Türkiye – Libya Münhasır Bölgesinin tarihi bir anlaşmayla oluşturulması Doğu Akdeniz’deki dengeleri Türkiye lehine değişirdi… Türkiye bu anlaşmayı BM tarafından Libya’nın meşru hükümeti olarak tanınan Milli Mutabakatçılarla yaptı… Gelgelelim Libya’nın asi güçleri dışarıdaki kışkırtıcı ve doyumsuz emperyallerden aldıkları teşvikle meşru hükümeti de, onun yaptığı münhasır bölge anlaşmasını da yok etmek için devrededirler… Asi güçler, münhasır bölgeye girecek Türk gemilerini batırma tehdidinde bile bulunuyorlar…    Bu arada, Türkiye – Libya anlaşmasını bertaraf edeceklerine o kadar inandılar ki, Doğu Akdeniz’den çıkarılan gazın Kıbrıs üzerinden Yunanistan’a, oradan da İtalya’ya ulaştırılmasını hedefleyen East-Med (Doğu Akdeniz doğal gaz boru hattı) projesi İsrail, Rum Yönetimi ve Yunanistan tarafından aynı gün Atina’da imzalandı… Öngörülen boru hattı Türkiye – Libya Münhasır Bölgesini zıpkın misali delip geçecek!.. Hem de nasıl bir ortamda?.. Rum Lider Nikos Anastasiadis, “Benim münhasır bölgemde egemenlik haklarım var, çiğnenemez” iddiasıyla Türkiye’ye karşı Lahey Adalet Divanı’na gitmeye hazırlanırken… Hazretin Kıbrıs Türk halkının ve KKTC’nin egemenlik haklarını zerrece taktığı da yok!.. Dizi paradokslara bakın!..    Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tezkere tartışmaları çok gergin bir havada sürerken, Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki Kuvvet Komutanları ile birlikte Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini ziyaret etti… Akar, buralarda askerlere hitap ederek şu açıklamada bulundu: “Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta meşru haklarımız ve sorumluluklarımız vardır. Buralarda bize yapılacak hiçbir oldubittiye göz yummayız ve haklarımızı da kimseye yedirtmeyiz. Bölgedeki kaynakların hakça paylaşımından yanayız ve bu konuda yapılması gereken her şey yapılmaktadır.”    Akar bu açıklamalarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emperyalist hamleler karşısında edilgenlik gösterilmesi halinde Türkiye’ye Akdeniz’de ve Ege’de olta atacak kıyı bile bırakılmayacağına ilişkin vurgularının yankıları ortasında yapıyordu…    Türkiye, Libya’nın tanınan meşru hükümetiyle imzaladığı tarihi anlaşmanın güvenliğini ve geleceğini korumak gibi bir yükümlülükle karşı karşıyadır… Milli Mutabakat hükümetini ayakta tutabilme adına Libya’ya asker gönderme olayına bu savunma gereksinimi açısından bakmak gerekir… Türkiye – Libya Münhasır Bölge anlaşmasına alkış tutup destek veren Türkiye muhalefeti şimdi bu anlaşmanın askeri güçle savunulmasına karşı çıkıyor… Gündemdeki soru şu: Bu kritik ve tarihi aşamada muhalefet mi haklı, iktidar mı haklı?..                                                                ***    Türkiye’de Libya’ya asker gönderme kararı alınırken İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından Atina’da imzalanan  Doğu Akdeniz doğal gaz boru hattı projesinin değerlendirilmesine gelecek olursak… Görsel haberciler ekranlarda bu projeyi grafikle açıkladılar… O grafiğe bakıldığında Kıbrıs açıklarından çıkan bir hat önce Girit’e, oradan da Yunanistan üzerinden İtalya’ya uzanıyor… Tek vurguyla “akla ziyan bir proje.” Fiziken gerçekleşmesi çok zor olan bu proje, ekonomik akılcılıktan da nasibini hiç alamamıştır… Hele de, alternatif enerji kaynakları nedeniyle, gaz fiyatlarının gittikçe düştüğü bir dünyada… Astarı yüzünden pahalıya mal olacak cinsten hayali bir proje!..    Kaldı ki, bu abartılmış projenin ne yatırımcısı ve ne de müşterisi var ortada… Ciddiye alınmaması gereken siyasi ve hamasi bir şov… Ekonominin de, coğrafyanın da gösterdiği akılcı tek yol, Doğu Akdeniz gazının Türkiye enerji koridorundan taşınmasıdır… Ama gel de bunu bağnaz ve serüvenci siyasal kafalara anlat!..

Paylaş