Kurulacak hükümet ancak çıkar hükümeti olur, erken seçim daha sağlıklı.

29
reklam alani

Çakıçı, ‘Bundan sonra kurulacak hükümet ancak paylaşım ve çıkar hükümeti olacağını, bir an önce erken seçime gidilmesinin daha sağlıklı olacağını açıkladı.

Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler (TKP-YG) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı,  parti genel merkezinde basın açıklaması yaptı.

 

Yapılan açıklama da ülkenin dar boğazdan kurtarılması için önerilerde sıralandı.

 Açıklamanın tamamı.

Bugün 4’lü koalisyon hükümeti istifa etti. 14 aylık dönemi büyük bir başarısızlıkla hükümet sürecini tamamladılar. Kıbrıs Türk halkının kendilerine tanımış olduğu umudu ve anlayışı da da yok ettiler. Seçim döneminde halka verdikleri sözleri yerine getiremediler ve hatta söylediklerinin de tersini yaptılar. Zaman zaman tecrübesizdirler dendi, yenidirler dendi, ancak halkın kendilerine verdiği büyük bir şansı yitirdiler. Hükümet ortaklarını bu anlamda ayrılırken değerlendirerek yapmaları gerekeni, defalarca yaptığımız önerileri hem kendilerine hatırlatmak hem de yeni gelecek hükümete önerilerimizi tekrarlamak isteriz.

Öncelikle de 4’lü kolasiyon ortaklarını değerlendirelim:

Halkın Partisi:

Hükümetten kaçtılar. 14 aylık hukümet döneminde, muhalefetteyken söylediklerinin hiçbirini yapmadılar. Tersini ise bolca yaptılar.

Bir örrnek; Münhalsiz sınavsız istihdam yapmayı eleştiriyor ve yasa dışı olduğunu söylüyordu. Söyledikleri doğruydu.

Hükümete geldiler ve Posta Dairesi’ve 10 kişi istihdam ettiler. Sınav yok, münhal yok, partisinin örgütünden aldılar. Posta Dairesinde işçi kadrosu yoktur. Yaptıkları istihdamlar işçi kadrosudur! Yani, yasadışı ve partizanca icraat yaptılar.

Hükümetten kaçışları maksatlıdır. TC’den para akışı durdu, hükümette savurulacak para bulamaz oldular. Bahane uydurup kaçtılar. Serdar Denktaş ve DP’yi önceden tanımıyordular? Arazi konusunda bu kadar hassas iselerdi, UBP-DP hukümeti döneminde Bakanlar Kurulu kararı ile Resmiye Canaltay’a verilen KTHY’nin eski binası yanındaki arazi kararını 14 ayda neden iptal etmediler? Yoksa UBP’yi rahatsız etmekten mi çekindiler!

Hükümetten kaçma maksatları Cumhurbaşkanlığı seçimidir. O seçime başarısız oldukları 4’lü koalisyon hükümetiyle gitmek istemediler. Muhtemelen UBP’nin kollarına koşacaklardır. Kurulduğundan beri “asla yapmayacağız” dedikleri her şeyi yapmış ve tamamlamış olacaklardır.

Cumhuriyetçi Türk Partisi:

Kurduğu diğer hükümetler gibi bu hukümet de başarısızlıkla sonlandı. Bunun nedeni artık net olarak görülmüş olmalıdır. Bu partinin söylemi ile icraatları örtüşmemektedir. Muhalefette kırmızı, hükümette yeşil amblemi kullandığı gibi, muhalefette söyledikleri sosyal demokrat politikalar, hükümette uyguladıkları neo liberal politikalardır. Hukümetin paket (Mali Protokol) nedeniyle AKP tarafından bozdurulduğu şeklindeki fısıltı haberlerinin gerçeği yansıttığını düşünmüyoruz. Biliyoruz ki, 31 12 2018 tarihinde sona eren paketi de CTP’li bir başbakan imzalamıştı. O pakette de kamu kurumlarının özelleştirme adı altında peşkeş çekilmesi vardı. CTP de, UBP ve DP gibi bugünkü bozuk düzenin yaratısıcısı bir partidir.

Demokrat Parti:

Bu parti herkesin bildiği gibidir. 4’lü koalisyon hukümeti içinde bize TKP’lilere en kötü davranan parti olmasına karşın, hükümetin devamında istekli olduğu görüntüsü veriyordu.

Toplumcu Demokrasi Partisi:

Bu parti için herhangi bir değerlendirme yapmaya gerek görmüyoruz. Toplumdaki genel kanaatin hedefsiz ve başarısız oldukları yönünde olduğunu görüyoruz. Keşke koltuğa oturma dışında topluma hizmet etme anlkamında da hedefleri olsaydı.

Bu meclis aritmetiği içinde başka bir koalisyon çıkar mı, bekleyip göreceğiz. Halkın 4’lü koalisyon hükümetinden büyük beklentileri vardı. Bundan sonra kurulacak başka bir koalisyondan aynı oranda beklenti olabileceğini düşünmüyoruz.

Bundan sonra kurulacak hükümet ancak paylaşım ve çıkar hükümeti olur.

Seçimden bu yana geçen zamanın çok kısa olduğunu kabul etmekle birlikte erken seçimin daha sağlıklı bir yol olacağını düşünüyoruz.

Değerli halkımız;

Kıbrıslı Türk toplumu olarak yarım yüz yılı aşkın süreden beridir vermekte olduğumuz varoluş mücadelemizde gelinen durum pek de iç açıcı değildir.

Kıbrıs sorununda iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı federal bir çözüm şekline ulaşamadık. Ülkemizin kuzeyinde kurduğumuz yönetsel yapımız olan devleti anayasada öngörüldüğü şekilde demokratik laik sosyal hukuk devleti haline getiremedik. Ekonomimizi kendi ayakları üzerinde durabilir düzeye getiremedik.

En büyük destekçimiz olarak kabul edilen Türkiye ile olması gerektiği gibi düzeyli ilişkiler geliştiremedik. Bu nedenle toplumumuzun ihtiyaçlarını doğru saptayamadığımızdan gerçekçi planlamalar yapamadık. Yerel ihtiyaç ve taleplere göre değil uzaktan yapılan planlama ve yönlendirmelerle kurulan düzen tıkanmış durumdadır.

Bizi toplum olarak bu noktaya getiren eski yöntemlerle bu tıkanıklıktan çıkmak mümkün değildir. Hastalığı yaratan ilaçlarla tedavi mümkün olmaz. Aynı ilaçları kullanmakta ısrar edilirse hastalık ilerleyip kronikleşir ve hasta ölür.

Kıbrıslı Türk toplumu bu ülkenin aslı unsurlarında biri olarak kendi ülkesinde barış ve güvenlik içinde özgür ve refah içinde yaşabileceği siyasi ve ekonomik ortamı yaratacak potansiyeli olan bir toplumdur.

Bunun için irade ve kararlılığa ihtiyaç vardır.

Kendi kendine yeten bir kamu maliyesi oluşturmak ve ekonomiyi bunun üzerine inşa etmek mümkündür. Demokrasimizin kökleşip gelişmesi ve federal çözümün önündeki engelleri kaldırmak için buna ihtiyaç vardır.

Öncelikle, yüzde ellinin üzerinde olduğu resmi makamlar tarafından dile getirilen kayıt dışı ekonominin sıfıra yaklaştırılması için gerekli her türlü tedbir alınıp uygulamaya konmalıdır. Bu yönde elde edilecek başarı bile kamu maliyesinin ihtiyacı olan mali kaynağı fazlasıyla sağlayacaktır.

Paketler ( Mali Protokoller) dönemi başlamadan önce olduğu gibi, Devlet Planlama Örgütü öncülüğünde Sosyal ve Ekonomik Konsey toplantıya çağrılıp toplumsal uzlaşıyla 5 yıllık kalkınma planı hazırlanıp uygulamaya konmalıdır.

Bunlara paralel olarak, kamudaki savurganlığı önleyecek ve kamu maliyesini güçlendirip 

ekonominin sosyal yaşamın önünü açacak tedbirler de alınmalıdır.

Bu bakımdan hükümete önerilerimizdir:

1.”Örtülü odenek” olarak bilinen tüm ödenekler ve siyasi partilere yapılan para yardımlarının tümü 2 yıl süreyle iptal edilmelidir.

2. Makam araçları temsili gereklilik olmadıkça kullanılmamalıdır.

3. Cumhurbaskanı, Meclis Başkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, müsteşarlar ve Müdürlerin maaşlarındaki ek tahisatlar iptal edilmelidir.

4. Zorunlu olmayan yurt içi ve yurt dışı seyahatler iptal edilmeli, zorunlu olanlarda ise gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır.

5. Resmi hizmet araçlarını yarıya indirip diğer yarısını satılmalıdır.

6. Büyük işletmelere (Oteller, Üniversiteler) tanınan tüm vergi muafiyetleri kaldırılmalıdır.

7. Nereden buldun yasası çıkarılmalı ve etkin şekilde uygulanmalıdır.

8.Kumarhanelere, bet ofislere ve gece kulüplerine gerçekçi vergi konup etkin denetim yapılmalıdır.

9.Dağları yok edip çevreyi kirleten taş ocaklarına ek vergi konmalı, fazlalıkları kapatılmalıdır.

10.Tarım reformu yapılmalı, büyük işletmelere teşvik verilmemeli, küçük işletmelere verilen teşvikler artırılmalıdır.

11.Sigaraya içkiye konacak ek vergilerden elde edilen gelir temel gida maddelerinin ucuzlatılmasında kullanılmalıdır.

12. Yeni vergi yasası çıkarılarak az kazanandan az çok kaznandan çok vergi alınacak sistem kurulmalı , lüks tüketim ve pasif varlık vergisi getirilmelidir.

13. Faiz Yasası çıkarılarak bileşik faizi kaldırılmalı, bankalara sıkı denetim getirilerek mevduatların yurt dışına çıkışı engellenmelidir.

14. Finans kuruluşları gözden geçirilerek denetim altına alınmalı, tefeciliğin önüne geçilmelidir.

15. Özel sigorta isistemi yeniden düzenlenmeli, sigorta şirketlerine etkin devlet denetimi getirilerek, sigortalı yaşam anlayışının yaygınlaştırılmalıdır.

16. Kaçak işçi çalıştırmanın ve gerekli güvenlik önlemlerini almadan işçi çalıştırmanın cezaları ağırlaştırılarak caydırıcı hale getirilmelidir. Çalışma yaşamını düzenleyen yasaların hayata geçirilmesi amacıyla denetimler artırılmalıdır.

17. Ülkeye girişlere vize uygulanmalı, kimlikle girişler kaldırılmalıdır.

18. İhtiyaçlı sektörler saptanarak, yabancı işçi ithali kısıtlanmalı ve bu şekilde ülkeden para çıkışına engel olunmalıdır.

19. Polis Genel Müdürlüğü tarafından başarıyla yürütülmekte olan araç muayene uygulaması gerekli araç gereç takviyesi yapılarak aynen korunmalı, birilerine peşkeş çekmekten kaçınılmalıdır.

20. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB TEK) hükümet programında da yer aldığı şekilde hiç geciktirilmeksizin özerkleştirilmeli; özel şirket AKSA kamulaştırlıp KIB-TEK’e devredilmeli; dönüşebilir (temiz) enerji üretimene ağırlık verilmeli, dünya ile bağlantılı (interconneckt) olacak bir sistem geliştirilip uygulanmalıdır.

21. Bütçeden kaynak ayrılıp Telekominikasyon Dairesi ve Limanlar Dairesi’ne bağlı limanların moderinize edilip daha verimli hale gelmesi sağlanmalıdır.

22. Ülkedeki yüksek öğrenim kurumları gerçek anlamda denetlenmeli ve eğiitm kalitesini yükseltecek tebdirlerin alınıp hayata geçirilmesi sağlanmmalıdır. Kredi Yurtlar Kurumu’nun ülkedeki faaliyetlerinin yürürlükteki anlaşma kurallarına uygunluğu sağlanmalıdır.

22. Yurt dışı ile hava ulaşımındaki fahiş fiyat uygulamasınyla mücadele etmek için kamuya ait bir hava ulaşım şirketinin oluşması için çalışma başlatılmalı ve kısa sürede hayat geçirilmelidir.

23. Asgari ücret yasasında öngörüldüğü gibi yılda 3 kez ve 4 nüfüslu bir ailenin yoksulluk sınırının altına düşmeyecek şekilde yamasına yetecek şekilde belirlenerek 750 Euro civarında tutulmalıdır.

24. Hayat pahalılığı her 3 ayda bir ve her çalışana eşit olarak verilmelidir.

25. Türk Lirası resmi para birimi olmaktan çıkarılıp yerine kaydi para birimi ikame edilmeli. Dolaşımda şimdiki gibi TL yanında Euro, Sterlin ve Dolar gibi döviz cinsinden paraların devamı sağlanmalıdır.

Paylaş