KUKLA – ANTİK BAF BÖLGESİNDE, KULELERİ İLE ESKİ BİR KALE KEŞFEDİLDİ.

    17
    reklam alani

    Kıbrıs Üniversitesi tarafından Antik Baf – Kukla ekonomik – idari merkezi bölgesinde gerçekleştirilen kazılarda, savunma karakterli eski bir anıt, – muhtemelen kuleleri ile eski bir kale – ve Antik Baf ekonomisi ile ilgili daha başka önemli bulgular ortaya çıktı.

    Rum Eski Eserler Dairesi tarafından yapılan açıklamaya göre, Profesör Maria İacovou idaresi altında, Kıbrıs üniversitesi tarafından 2016 yılı içinde gerçekleştirilen yıllık kazılar ekim ayında sona erdi.

    Açıklamaya göre, söz konusu kazılar, bir tanesi Haciaptulla yaylasının kuzey tarafında diğeri de Laona yerindeki mezarlık alan olmak üzere, Mayıs ve Ekim 2016 tarihleri arasında, iki aşamada gerçekleşti.

    2006 yılında geniş çapta Kuklia bölgesinde başlatılan kazılardan önce, bölgede bu tür bulguların varlığından hiç haberdar olunmadığı açıklandı.

    Afrodit kutsal alanının yaklaşık bir kilometre doğusundaki bir mesafede bulunan Haciaptulla yaylasının, M.Ö 4. yüzyıla kadar, Antik Baf devletinin Kraliyet Hanedanı saray merkezi olarak hizmet verdiğine inanılmaktadır.

    Kazı altında bulunan, bir taş sırası, 1.5 metre yükseklikte korunmuştur ve  uzunluğu en az 65 metreye kadar ulaşır (ortaya 54 metre çıkarıldı).

    Ayrıca, platonun kuzey yamacında, paralel duvar içinde gelişmektedir ve ilk katmanda görüldüğü gibi, zemin kat üzerinde bir oda vardı.

    Kümenin alt tarafında bulunan uzun payandalar ve istinat duvarlar, bir dolaşım koridoru aracılığıyla üretim birimleri ve depolarla iletişim kurmaktadır.

    2016 yılından başlayarak, önümüzdeki iki yıl içinde, araştırmalar, atölye ve sanayi tesisleri eski-çevresinden (değirmen, fırın, kanallar, yağ presleri) verilerin toplanıp incelenmesine odaklanacak.

    Bu metodolojik yaklaşımın, Atina Klasik Araştırmalar Amerikan Okulu Wiener araştırmacıları ile işbirliği girişimi ile başlatıldığı belirtilmektedir.

    Tavan ve duvarlardaki tuğla ve kaplamalardan, taş ve nişasta örnekleri alındı, analizi için kesiler yapıldı ve programa gönüllü olarak katılan öğrenciler, eski botanikçi Anyia Sarpaki ve antralog Maria Dinozorlar biyo-veri taramaları konusunda eğitildiler.

    Açıklamada, “Tarım ürünlerinin (zeytin, üzüm ve buğday) yönetimi dışında, kazılar aracılığıyla elde edilen bulgular, antik devletin ekonomisi konusunda ortaya çok önemli veriler çıkardı… Çalışma zemininde çok etkileyici ezilmiş mor renkli deniz kabukları ve M.Ö 4. yüzyıla ait küçük bir çanak bulundu”.

    “Hiç kuşkusuz, antik Baf’ta, son derece değerli mor renkli pigment üretimi yapılmaktaydı” denilmektedir.

    Laonas mezarlık alanıyla ilgili olarak, “seçkin kişilerin, hafızalarda devamı amacıyla kurulan bu gömü anıtları, antik Kıbrıs’ta ender bulunan kültürel veriler oluşturmaktadır” denilmektedir.

    Ayrıca, mezarların, malzemeler ve inşaatı ile ilgili özellikler, büyük bir insan gücünün seferber edilmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır.

    Kazılar, mezarın, marn ve kırmızı toprak ardışık yatay katmandan oluştuğunu göstermektedir.

    Çevre bölgeden toplanmış olabilecek kırmızı toprak dışında, marnın önce, doğal çevresinden çıkarılması ve devamla mezarın olduğu yere taşınması gerekmekteydi.

    Bu amaç için, toplam olarak 9.888 kübik metre malzeme taşındığı hesaplanmaktadır.

    Şu ana kadar, yapılan seramik analizler, mezarın yapım tarihini M.Ö 3. yüzyıl ya da daha genel olarak, erken Helenistik dönem olarak belirtmektedir.

    İnşaat kararı, muhtemelen, M.Ö 3. yüzyılda, Kıbrıs krallıklarını deviren, Ptolemy siyasi kararları sonucu alınmıştı.

    Mezarlığın, Güney-Doğu çeyrek höyüğü derinlemesine yapılan araştırma, kompakt marn katmanları tarafından korunan daha eski bir anıt ortaya çıkardı.

    Bunun, savunma karakterli eski bir anıt… muhtemelen, Kıbrıs arkeolojik verilerinde eşi olmayan, iki zıt ölçek yolla kulelerine ulaşılan eski bir kale olduğu düşünülmektedir.

    İki ölçek tabanı boyunca yapılan araştırma, anıtın deniz yüzeyinden 107,20 metre yukarıya kurulduğunu gösterdi.

    Bu veriler, 112 metre mezarın altında bulunan kalenin kuzey kısmının, 5 metre yüksekliğe sahip olduğu düşüncesini ortaya çıkarmaktadır.

    Kuzey kısmının iç tarafının, düzgün tuğladan yapılmış olduğu ve tuğla erozyonu ve ayrışmanın önlenmesi amacıyla, kazı çalışmalarının derinlemesine yapılamasından kaçınıldığı kaydedilmektedir.

    Kalenin yapılış dönemi, hendek temelindeki seramiklere göre hesaplanarak, M.Ö 6. yüzyıl sonrası yani, Kıbrıs-Arkaik dönem sonrası olarak açıklandı.

    Paylaş