KKTC’de sığınmacı ve mülteciler tutuklanıyor, mağdur değil suçlu muamelesi görüyor

258
reklam alani

KKTC’de mülteciler, mağdur değil, suçlu muamelesi görüyor. Oysa çağdaş ülkelerdeki uygulamalar çok farklı. Avukat Fezile Osum, yanlışlığa dikkat çekti

“Kıbrıs’ta Sığınmayı Güçlendirme Projesi” Proje avukatı Fezile Osum, uluslararası hukuk prensipleri uyarınca mültecilerin sahte pasaport, yasadışı ülkeye giriş, sınır ihlali gibi suçlardan yargılanmalarının yasaklandığını, KKTC’de ise sığınmacı ve mültecilerin tutuklandıklarını kaydetti

Havadis’ten Duygu ALAN’ın haberine göre; “Kıbrıs’ta Sığınmayı Güçlendirme Projesi” Proje avukatı Fezile Osum, Yeni Erenköy açıklarında 23 Ekim’de Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri tarafından tespit edilerek polise teslim edilen 24 Suriyeli mültecinin avukatlığını üstlendi.

Avukat Fezile Osum, mevcut yasalarımız altında sığınmacı ve mülteci tanımının yer almaması nedeni ile KKTC’de mültecilerin tutuklandıklarını belirterek “Her ne kadar uluslararası hukuk prensipleri uyarınca mültecilerin sahte pasaport, yasadışı ülkeye giriş, sınır ihlali gibi suçlardan yargılanmaları yasaklanmış olsa da biz bunu takip etmiyoruz. Mültecileri herhangi bir kişi suç işlemiş veya işlemeye teşebbüs etmiş kişi olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Çağdaş ve uluslararası hukuk prensiplerini takip eden ülkelerde bir kişinin sığınma talebinde bulunması halinde sığınma talebinin devletin kurduğu birimler tarafından incelendiğini kaydeden Osum, bu incelemenin her ülkenin kendi iç hukukuna göre şartlar anlamında değişiklik gösterse de, iç hukuk da uluslararası sözleşmelerin öngördüğü şart ve prensiplere göre şekil aldığını belirtti.

Osum, “Şu ana kadar 149 ülke tarafından imzalanan 1951 Mülteci Hakları Sözleşmesi uyarınca mülteci “Irkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan, korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi’ olarak tanımlanmaktadır” dedi.

Fezile Osum, bu tanım doğrultusunda bir talebi olan kişilerin başvurularının incelenmesi ve devlet tarafından ülkesine geri gönderilmesi halinde zulme uğramayacağına emin olunması gerektiğini ifade etti.

Osum, “Diğer bir yandan Suriye aktif çatışmaların devam ettiği ve her gün sivillerin öldürüldükleri ülkelerden gelen kişilerin yaygın şiddet ve savaştan geçtikleri göz önünde bulundurularak kendilerine mülteci statüsü veriliyor veya ülkenin iç hukukuna göre kişiler “geçici koruma” altında olabiliyor” diye konuştu.

“Türkiye’ye ihraç edilmelerini bekliyoruz”

Avukat Fezile Osum, geçtiğimiz hafta ve bu hafta olmak üzere adaya 14 ve 24 kişilik iki sığınmacı grubunun geçtiğini, Dumlupınar’da bulunan 14 kişi aleyhine “1. Dereceden Askeri Bölgeyi İhlal” suçlaması ile soruşturma açıldığını ve yargılanmalarının yapılması için 10 günü aşmayan bir tutukluluk süresi verildiğini söyledi.

Osum, ancak bu grubun içerisinde bulunan 2 çocuğun proje ekibinin girişimleri sonucunda Güney Kıbrıs’a sığınma başvurularını yapmaları için geçişlerinin sağlandığını, diğer 12 kişinin ise şu an Lefkoşa Merkezi Cezaevi’nde Askeri Mahkeme tarafından yargılanmayı beklediğini ifade etti.

Fezile Osum, “Bugüne kadar edindiğimiz deneyimler neticesinde sığınmacıların cezalarını tamamlamalarının ardından Türkiye’ye ihraç edilmelerini bekliyoruz” dedi.

Avukat Osum, 24 kişilik ikinci grubun ise “KKTC’ye Tanınmamış Bir Limandan Giriş Yapmaya Teşebbüs” suçu ile Salı günü itham edildiğini ve suçlarını kabul ettiklerini söyledi.

Avukat Fezile Osum, sığınmacılar arasında 2 çocuğun olduğunu ve onlar için Güney Kıbrıs’a sığınma taleplerinin değerlendirilebilmesi amacıyla mahkemeden itham edilmemeleri ve ek bir tutukluluk verilmesi yönünde taleblerinin olduğunu anlattı.

Osum, mahkemenin bu talebi olumlu karşılayarak çocuklar hakkında 3 gün tutukluluk kararı verirken, diğer sığınmacılar için 7 gün hapis cezası verdiğini söyleyerek, “Bu sığınmacıların da aynı şekilde hapis cezalarını tamamlamalarının ardından ihraç edilmelerini bekliyoruz” dedi.

“Tutuklananların avukatlıklarını üstleniyoruz”

Fezile Osum, “Kıbrıs’ta Sığınmayı Güçlendirme Projesi” kapsamında öncelikle adanın kuzeyine gelen ve sığınma talebinde bulunan kişiler ile görüşme yaparak başvurularını Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne ilettiklerini ayrıca tutuklanan kişilerin avukatlıklarını üstlendiklerini ve davalarında kendilerini temsil ettiklerini anlattı.

Osum, “Bunun yanında Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşamakta olan ve proje kapsamında bizlere kayıtlı olan kişilere hukuki danışmanlık veriyoruz” dedi.

“Önce gerekli yasal birimler oluşturulmalıdır”

“Kıbrıs’ta Sığınmayı Güçlendirme Projesi” Proje avukatı Fezile Osum, KKTC yasalarına sığınmacı ve mülteci tanımlarının eklenmesi ve sığınma taleplerinin değerlendirilebilmesi için gerekli birimlerin oluşturulması gerektiğini belirtti.

Osum, şunları söyledi: “Ancak yasal değişiklik gerekliliğin arkasına saklanıp bu konuyu ertelemek ve görmezden gelmek de çok yanlış. Uluslararası örf ve adet hukuku uyarında “geri gönderilmeme ilkesi” emredici bir hükümdür. Bunun anlamı ise, bir devletin herhangi bir uluslararası anlaşmaya taraf olmaması halinde bile kişinin ülkesine döndüğü takdirde zulme uğrama tehlikesi bulunması durumunda geri gönderilmemesi gerektiğidir. Şu anki durumda ise devlet bu kuralı sistematik olarak ihlal etmektedir. Ancak aslında bizler bu günden, uluslararası hukuku takip eden, uygulayan ve saygınlığı olan bir devlet olma yönünde adım atma amacını taşıyorsak, bu prensibi uygulamak ile işe başlayabilir ve daha sonrasında sığınma sistemini geliştirerek kişilerin korunmasını sağlayabiliriz.

Paylaş