İdlib yavaş yavaş yok oluyor.

17
reklam alani

Erdoğan, Suriye’nin İdlib bölgesindeki saldırıların endişe verici olduğunu söyledi.

Güvenli bölgenin hayata geçmesinin önemine dikkat çeken Erdoğan, “Artık İdlib yavaş yavaş yok oluyor. Halep nasıl yok olduysa, yerle yeksan olduysa aynı şekilde İdlib de böyle bir durumun içerisinde.” dedi.

Erdoğan, Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mültecilere kapımızı kapamak suretiyle kovmak durumunda değiliz ama buralarda (Suriye) özellikle bir güvenli bölge ihdasına yadımcı olabilirsek, bunu başarabilirsek ne mutlu bize.” diye konuştu.

“Yaptık, yapıyoruz’ gibi şeylerle bir oyalama taktiği”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin (AB) Suriye konusunda verdiği sözleri hatırlattı:

“Avrupa Birliği’nin bize vermiş olduğu birçok sözler vardı. Bu sözler, bizim milli bütçemize parasal bir destek sözü değil. Uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla bizim de uluslararası kuruluşularımız olan Kızılay ve AFAD’a verilecek destekle gerek bu çadırlardan tutunuz konteyner kentlere varıncaya kadar okul, sağlık hizmetleri gibi birçok konuda verilmesi gereken destekti. Bizim şu ana kadar yaptığımız yatırım yaklaşık 40 milyar doları buldu. Ama Avrupa Birliği’nin ne yazık ki 3 milyar avroyu bile bulmadı. Halen ‘yaptık, yapıyoruz’ gibi şeylerle bir oyalama taktiğidir gidiyor. Fakat öyle de olsa böyle de olsa biz bu 4 milyon insana elimizden gelen desteği veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.”

“Kimseyi karşımızda bulamıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güvenli Bölge” teklifinin Obama döneminde de gündemde olduğunu hatırlatttı: “Sayın Trump döneminde de teklif ettim, Avrupa’nın önemli ülkeleri başta Almanya, Fransa ile görüştüm, Suudi Arabistan ile görüştüm. Hepsi de ‘çok güzel teklif ,güzel bir anlayış’ dedi. Peki yapılacak olan ne? Yapılacak olan şey şu, biz bu güvenli bölgedeki şu an itibarıyla bizim sınırlardan yaklaşık 30 kilometre derinlikte ve bütün sınırlarımız boyunca devam eden bir alan. Buralarda bizler konut yapacağız ve bu konutların 250-300 metrekare bahçesi olacak, buralarda bu mülteciler kendileri ekip biçecek, ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle kendi kendilerine yetme imkanı bulacak. ‘Bu çok güzel proje’ dediler ama uygulamaya gelince böyle bir destek ne yazık ki gelmedi. Şu anda kendileri de ‘Güvenli Bölge’yi gündeme getiriyorlar. ‘Hadi’ deyince kimseyi karşımızda, ortada bulamıyoruz. Şu anda Güvenli Bölge’nin adı kaldı başka bir durum söz konusu değil. Bir taraftan da malum güneyden zaman zaman tacizler, tehditler yapılıyor. Bunlara karşı da tabii atmamız gereken adımları atıyoruz.”

Erdoğan, İdlib’deki saldırılarda Amerika’nın da yer almasını eleştirdi:

“Son iki gün içinde maalesef Amerika’nın da buraya, ne yazık ki bombalama işlemlerinin içine girmiş olması ve 700 civarında insanın sivil olarak burada ölmüş olması, burada bu sivillerin dışında teröre bulaşmış militanlar vesaire bunlar da olabilir ama artık İdlib yavaş yavaş yok oluyor. Halep nasıl yok olduysa, yerle yeksan olduysa aynı şekilde İdlib de böyle bir durumun içinde. Bütün bunların karşısında tabii sessiz kalmak mümkün değil. İşte Rusya ile görüşmelerimizi yaptık yapıyoruz. Aynı şekilde şimdi önümüzde Rusya-Türkiye-İran görüşmemiz var. Bu ay içinde tekrar bu görüşmeleri yapacağız, ele alacağız. Neler yapabiliriz bunların da neticesini inşallah göreceğiz ama hedefimizi Cenevre’den önce bazı adımları atalım istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenli bölge konusunda ABD ile yapılan görüşmeleri hatırlattı:

“Zaten bizim askeri noktada heyetlerimiz birbirleriyle görüşüyorlar, yani Türkiye ile Amerika arasında özellikle medya mensuplarının izah ettiği gibi bir durum değil. Garip, garip… İşte neymiş? Amerika’nın askerleri gelmiş burada Türk askerleriyle, heyetiyle şunu yapmış bunu yapmış vesaire… Bunlar bir defa Türkiye’nin ne kadar güçlü konumda olduğunu gösteriyor. Birileri buraya gelip, burada bizim heyetlerimizle görüşmeler yapıyor. Buradan bizim heyetlerimiz bir yerlere gitmiyor, birileri buraya geliyor ve bu masada kim var? Türkiye var ve bu masada bu konuşmalar, görüşmeler yapılıyor ve bunun neticesinde de tabii ki bir karara varılacak. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gittiğimizde bu görüşmemiz gerçekleşirse tabii ki bu konu masamızdaki en önemli konulardan bir tanesidir İdlib meselesi. Bunu bir kenara koymamız mümkün değil ama ayın 16’sında yapacağımız toplantıdan da bir karar çıkacak ve bu kararı da biz yine aynı şekilde ikili görüşmemize taşıyacağız orada da bunları görüşme imkanımız olacak diye düşünüyorum.”

Paylaş