Avrupa Birliği, Kıbrıs’ta hiçbir zaman üzerine düşeni yapmadı.

21
reklam alani

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki meşru haklarını kullanmasını engellemeye yönelik akıl ve hukuk dışı girişimlerin Avrupa’nın Türkiye’ye bakışı konusundaki tereddütleri artırdığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Artık kendimize ait 2 sondaj gemimiz var. Orada aramaları yapan bize ait gemilerimiz var. Onların bölgede çalışmasından beyler rahatsız. Niye? Burada biz uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, deniz hukukuna göre atmamız gereken adımları attık ve atıyoruz. Kıbrıs’ta bizim soydaşlarımız var ve orada biz sıradan bir ülke değiliz. Kıbrıs’ta biz garantör ülkeyiz. Türkiye, Yunanistan, İngiltere garantör ülke, Avrupa Birliği adeta bir gözlemci ama hiçbir zaman da üzerine düşeni yapmamıştır.”

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen 130. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu:

Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Burgenstock görüşmelerinde gözlemci olarak bulunduğunu hatırlatarak, “Kamuoyu araştırması, referandum ile ilgili karar çıktığında, Kıbrıs’ta yapılan bu referandumda Türkler Burgenstock kararına yüzde 65 ‘evet’, karşı taraf ise yüzde 75 ‘hayır’ dedi. Yüzde 75 ‘hayır’ diyeni Avrupa Birliği’ne aldılar, Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimizi dışarıda bıraktılar. Mali destek sözleri vardı. Onu da yerine getirmediler. Siz busunuz. Hiçbir zaman sözlerinizi tutmadınız. Aynı şeyi şu anda maalesef F-35 konusunda da sürdürüyorlar. Böyle bir adım atılırsa, biz bir kabile devleti değiliz, bir kabile hiç değiliz. Biz 2 bin yıllık tarihe sahip bir Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz.”

“Türkiye hala Avrupa’nın en yakın, en güçlü, en karlı, her bakımdan potansiyeli en yüksek dost adayıdır.” diyen Erdoğan, “Öyle de kalmak istiyoruz. Yeter ki Avrupalıların da aynı niyette olduğunu görelim. Bize bir adım gelene biz on adım gideriz.” dedi.

 

“Kandil diye bir meselemiz de kalmayacak”

Türkiye’nin, her karış toprağı şehit kanıyla sulanan bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İstiklal marşımızın ifadesiyle mabedimizin göğsüne namahrem eli değmemesi için son 17 yıldır bütün gücümüzle mücadele ediyoruz.” ifadesini kullandı.

Gezi olaylarından 15 Temmuz ihanetine kadar milli bekaya yönelik pek çok saldırıyı püskürttüklerini hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin güneyini terör koridoruyla kuşatma projesini de Suriye sahasındaki operasyonlarla Afrin-Cerablus hattında bozduklarını vurguladı.

Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının merkezi olan Kuzey Irak sınırlarında Pençe-1 ve Pençe-2 harekatlarıyla kalıcı çözümler bulma yolunda olduklarını aktaran Erdoğan, “Amacımız teröristleri sınır hattındaki sarp dağlar yerine, sınırımızın hemen ötesindeki düz ovada karşılayıp engelleyecek bir güvenlik hattı oluşturmaktır. Bunu başardığımızda ‘Kandil’ diye bir meselemiz de kalmayacaktır. Fırat’ın doğusundaki terör guruplarıyla Kuzey Irak’taki teröristlerin irtibatını da kesmiş olacağız. Böylece hem doğuda hem batıda bu terör koridorunu kıskaca alma ve imha imkanına kavuşacağız. Erbil’deki konsolosluk görevlimize yapılan saldırı, harekatımızın ne kadar isabetli olduğunun teyididir. Görevlimizi şehit eden teröristlerin tamamını yakaladık. Başarılı bir operasyonla diğerlerini de inlerinde etkisiz hale getirirdik. PKK denilen çıban başını Kuzey Irak’tan tümüyle koparıp atmadığımız sürece, bu tür saldırılar ülkemiz içinde ve dışında devam edecektir. Irak ve İran yönetimleriyle de bu konuda önemli ölçüde görüş birliği içerisindeyiz.” diye konuştu.

Erdoğan, Suriye sınırında yaklaşık 35 kilometre derinliğinde Türkiye’nin kontrolünde güvenli bölge oluşturma konusunda ABD ile görüşmelerinin de sürdüğünü söyledi.

“S-400’ler aktif olarak kullanacağız”

Türkiye’nin güvenliği için Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemlerinin gelmeye devam ettiğini anlatan Erdoğan, bu konuda ABD’nin aklıselim hareket edeceğini umduğunu dile getirerek “Montaj ve eğitim safhalarının ardından Nisan 2020’de bu sistemleri aktif olarak kullanmaya başlayabileceğiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güvenlik önceliklerinin hayata geçirilmesi konusunda kararlı olduklarının altını çizerek, “F-35 projesinden dışlanmak tehditleri başta olmak üzere Türkiye’ye yöneltilecek hiçbir tehdit ve yaptırımın ülkemizi, güvenlik önceliklerini hayata geçirmekten alıkoyamayacağını burada bir kez daha ifade etmek isterim. Bu meselde Türkiye’ye daha fazla adaletsizlik yapılmamalı. Biz bağcıyı dövmenin değil üzüm yemenin peşindeyiz.” diye konuştu.

Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları neyi gerektiriyorsa onu gerçekleştireceklerini ifade eden Erdoğan, hava savunma sistemlerinin yanı sıra yeni nesil savaş uçaklarını geliştirme, konvansiyonel silah ve elektronik harp altyapıları güçlendirmek için çalışmalara hız verdiklerini belirtti.

Karada, denizde ve havada kendisi ile dost ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyeye sahip Türkiye’ye ulaşmaya az kaldığını bildiren Erdoğan, birkaç yıl sonra bu konuda bir başka Türkiye manzarası ortaya çıkacağını ifade etti.

Ne pahasına olursa olsun Türkiye gemisinde delik, Türkiye kalesinde gedik açtırmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin verdiği demokrasi, ekonomi ve güvenlik mücadelesinde rahatsız olanların teşviki ve hatta bir fiil operasyonla bu tür niyetler içerisine girenlere milletimizle birlikte gereken cevapları vereceğiz. Bu millet, eşsiz irfanıyla kimin kendi bağrında neşet ettiğini, kimin de oraya bir hançer gibi saplanmak istediğini hep bilmiş, ona göre de tavrını koymuştur. İçinden geçtiğimiz şu tarihi dönemde, saflarımızı ne kadar sıkı tutar, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ne kadar yüceltirsek geleceğimizi o kadar güvenle inşa ederiz. Cumhur İttifakı’nın lokomotifliğini yaptığı, AK Parti’nin gövdesini oluşturduğu büyük ve güçlü Türkiye hedefine doğru kararlılıkla ilerliyoruz. Bu kutlu yürüyüşü durdurmak için kurulan tuzaklar, Rabbimin inayetiyle hazırlayanların başına geçecektir. Bundan endişeniz olmasın. Hiçbir zaman layüsel olduğumuz iddiasında bulunmadık. Elbette eksiklerimiz, hatta hatalarımız da olabilir ama hiç kimse samimiyetimizden, gayretimizden, ülkemize ve milletimize olan muhabbetimizden şüphe edemez. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılarımızın gerisinde de işte bu anlayışla hareket etmemiz vardır.”

“Terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız”

Erdoğan, gelecek dönemde mevcut eksiklikleri gidererek ve hataları düzelterek yollarına devam edeceklerini belirtti.

Erdoğan, Fırat’ın doğusunda terör koridorunun oluşmasına izin vermeyeceklerinin altını çizerek, “ABD ile Suriye sınırları boyunca güvenli bölge oluşturmaya yönelik görüşmeler ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın Fırat’ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız.” dedi.

Türkiye’ye yönelik gizlenemez hale gelen Avrupa ve ABD ambargolarının ve bölgeye yığılan on binlerce tır dolusu silah ve malzemenin kendilerini terör sorununu çözmekten alıkoyamayacağını söyleyen Erdoğan, “Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapıyoruz ve yapacağız. Bunun için de bir yerlerden izin almamıza ihtiyacımız yok. Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmesini biliriz. Bugün bölgedeki yabancı güçlere güvenerek kabadayılık yapanlar yarın ya toprağın altına girecek ya da zillete razı olacaktır.” diye konuştu.

Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt, Arap ve Türkmenlere seslenerek, “Hep birlikte bu PYD denen iş birlikçi, zalim örgütü bir an önce tasfiye edelim. Suriye’nin huzura, güvenliğe, feraha kavuşmasının ilk ve önemli şartı PYD denen bu kiralık katil sürüsünü ortadan kaldırmaktır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de yaşayan Suriyelilerden 330 bininin Türkiye’nin güvenlik altına aldığı bölgelere geri döndüğünü belirten Erdoğan, “Artık oralarda kapasitenin dolduğunu biliyoruz. Daha fazla Suriyeli kardeşimizin evlerine dönüşünü sağlamak için Münbiç ve Fırat’ın doğusunu süratle güvenli hale getirmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“PYD’ye on binlerce tır dolusu silah ve mühimmat ücretsiz veriliyor”

Erdoğan, İdlib’de de istikrarı sağlamak mecburiyetinde olduklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Ne rejimin ne ABD’nin ne de Avrupa’nın böyle bir derdi olmayabilir ama bizim buna acil ihtiyacımız var. Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi nüfusunun yüzde 5’i kadar sığınmacıya yıllar boyunca ev sahipliği yapmamıştır, yapmaz. Türkiye dışarıdan ciddi hiçbir destek almamasına rağmen bu fedakarlığı sergileyerek tüm insanlığın vicdanını ve ahlakını kurtarmıştır.

Bunlar lafa geldiği zaman ‘Çok iyisiniz, tebrik ederiz, bu kadar mülteciyi hakikaten Türkiye’de besliyorsunuz.’ diyorlar. Tamam da siz de yapabileceğiniz, söz verdiğiniz parasal destekleri verin. ‘Verdik, veriyoruz, vereceğiz’, hep böyle diyorlar. Batı bu ama biz Batı değiliz, biz farklıyız. Özellikle Avrupa’nın bu konuda Türkiye’ye çok büyük borcu olduğunu kimse inkar edemez. Bu gerçeklere rağmen PYD’ye on binlerce tır dolusu silah, mühimmat, her şeyi ücretsiz veriyorlar. Kime veriyorlar? Terör örgütüne, PKK ve yandaşlarına. Kim veriyor? Bizim stratejik müttefikimiz olarak görünenler veriyor.”

“Obama döneminde bize verilmesi gerekenleri alamadık”

Erdoğan, Türkiye’ye, almak istediklerinin parası karşılığında dahi verilmediğine ama stratejik müttefik olarak görülenlerin terör örgütlerine silah ve mühimmatı ücretsiz verdiğine dikkati çekerek, “F-35 ile ilgili biz 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapmışız. Şu ana kadar 4 taneyi ABD’de pilotlarımıza teslim ettiler ve ülkemize gelmesine müsaade etmiyorlar. Ondan sonra ‘Patriot’u niye bizden almadınız da gidip S-400 aldınız?’ diyorlar. Biz yaptığımız sözleşmeye uyarız. Biz, Sayın Obama döneminde, bize verilmesi gerekenleri alamadık. ‘Kongre müsaade etmedi’ dediler. Buradan ABD’nin Kongresine sesleniyorum, biz Obama döneminde Patriot almayı arzu ettiğimiz zaman siz vermediniz. Sayın Trump döneminde şimdi yine engel olmaya çalışıyorsunuz. Biz paramızla almak istiyoruz, vermiyorsunuz. O zaman biz ne yapacağız. Kim verirse ona gideceğiz.” şeklinde konuştu.

Rusya ile her türlü anlaşmanın yapıldığını ve S-400 alındığını hatırlatan Erdoğan, “Biz, size ‘Aldık ama siz yine de verecekseniz sizden de Patriot alırız.’ dedik ama yine vermediniz. Hala vermiyor, farklı farklı öneriler getiriyorsunuz ve ‘Kongre müsaade etmiyor’ diyorsunuz. Biz şu anda bütün tedbirlerimizi en ideal şekilde almak durumundayız ve alacağız. F-35 vermiyor musunuz? Peki, kusura bakmayın, biz o konuda da yine tedbirlerimizi alırız, başka yerlere döneriz. Bu konuda çalışmalarımızı yaptık, yapıyoruz.” dedi.

Erdoğan, 82 milyon vatandaşı olan Türkiye’nin eli bağlı duramayacağını belirterek, “Türkiye’de Bay Kemal veya dirsek temasında olan adamları yok. Türkiye’de AK Parti var. Türkiye’de Cumhur İttifakı var ve Cumhur İttifakı olarak güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Sondaj gemilerimizin bölgede çalışmasından beyler rahatsız”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki meşru haklarını kullanmasını engellemeye yönelik akıl ve hukuk dışı girişimlerin Avrupa’nın Türkiye’ye bakışı konusundaki tereddütleri artırdığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Artık kendimize ait 2 sondaj gemimiz var. Orada aramaları yapan bize ait gemilerimiz var. Onların bölgede çalışmasından beyler rahatsız. Niye? Burada biz uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, deniz hukukuna göre atmamız gereken adımları attık ve atıyoruz. Kıbrıs’ta bizim soydaşlarımız var ve orada biz sıradan bir ülke değiliz. Kıbrıs’ta biz garantör ülkeyiz. Türkiye, Yunanistan, İngiltere garantör ülke, Avrupa Birliği adeta bir gözlemci ama hiçbir zaman da üzerine düşeni yapmamıştır.”

Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Burgenstock görüşmelerinde gözlemci olarak bulunduğunu hatırlatarak, “Kamuoyu araştırması, referandum ile ilgili karar çıktığında, Kıbrıs’ta yapılan bu referandumda Türkler Burgenstock kararına yüzde 65 ‘evet’, karşı taraf ise yüzde 75 ‘hayır’ dedi. Yüzde 75 ‘hayır’ diyeni Avrupa Birliği’ne aldılar, Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerimizi dışarıda bıraktılar. Mali destek sözleri vardı. Onu da yerine getirmediler. Siz busunuz. Hiçbir zaman sözlerinizi tutmadınız. Aynı şeyi şu anda maalesef F-35 konusunda da sürdürüyorlar. Böyle bir adım atılırsa, biz bir kabile devleti değiliz, bir kabile hiç değiliz. Biz 2 bin yıllık tarihe sahip bir Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz.”

“Türkiye hala Avrupa’nın en yakın, en güçlü, en karlı, her bakımdan potansiyeli en yüksek dost adayıdır.” diyen Erdoğan, “Öyle de kalmak istiyoruz. Yeter ki Avrupalıların da aynı niyette olduğunu görelim. Bize bir adım gelene biz on adım gideriz.” dedi.

“Merkez Bankasının kararını hayati bir dönüm olarak görüyorum”

“Güçlü ekonomik altyapımız ve kurumlarımızın etkili mücadelesi sayesinde bir yılda finansal saldırının etkilerini önemli ölçüde giderdik.” diyen Erdoğan Merkez Bankası’nın faiz kararını şöyle değerlendirdi:

“Dün Merkez Bankası faizlerde düşüşe gitti. Ne oldu, battık mı, bitti mi, her şey yerle yeksan oldu mu? Piyasalar gayet normal karşıladı. Bu bile yeterli değil. Yıl sonuna kadar bunun kademeli şekilde devamı gerekir. Merkez Bankasının dünkü kararını hayati bir dönüm olarak görüyorum. Bununla birlikte enflasyonun da süratle düşmeye başladığını göreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki toparlanma eğiliminin yılın 3. çeyreğinde güçlenerek devam edeceğini bildirdi.

“Tek adamlığı sizden öğrendik ama biz tek adam değiliz”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Erdoğan, “Tek adam, tek adam diye nakarat yapıyor. Bu tek adam benmişim. Tek adamlığı biz sizden öğrendik ama biz tek adam değiliz. BM Genel Kurulu’ndaki konuşmamı saptıracak kadar yalana başvuruyor. Bak izle, bu yıl da BM’de nasıl bir konuşma yapacağım.” diye konuştu.

“Bu tür ihanetlerin içinde olanlar bedelini ağır öder”

“7. Olağan Büyük Kongre sürecini sonbaharda başlatacağız.” diyen Erdoğan, “Birileri parti kuruyormuş, şunu yapıyormuş, hiç bunları kafanıza takmayın. Bu tür ihanetlerin içinde olanlar bu işin bedelini de ağır öder.” açıklamasında bulundu.

Fındığın taban fiyatı 17 lira

Erdoğan, kaliteli kabuklu Giresun fındığı için taban fiyatın kilogramda 17 lira, Levant fındık için 16,5 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

Paylaş