‘Anamur sahillerini Rum denizi haline getirecekler’

69
reklam alani

Emekli Büyükelçi ve eski CHP Milletvekili Onur Öymen, “Kıbrıs konusunda Türkiye maalesef akıl tutulması yaşıyor” dedi. KKTC’nin emekli Ankara Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç da verilen tavizlerin, Anamur sahillerini Rum denizi haline getireceğini öne sürdü.

Bursa Barosu’nca düzenlenen ‘Kıbrıs’ın Geleceği’ konulu panel, Bursa Akademik Odalar Birliği Avukat Özgür Aksoy Konferans Salonu’na yapıldı. Onur Öymen, Dr. Ahmet Zeki Bulunç ve avukat Oktay Çınar’ın konuşmacı olduğu toplantıyı eski başbakan yardımcılarından Ertuğrul Yalçınbayır da izledi. Panelin açılış konuşmasını yapan Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, Bursa Barosu’nun Kıbrıs’la ilişkisinin ilk defa 5 Nisan 2004’te kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı Bursa’ya davet ederek başladığını hatırlattı. O dönem siyasi iktidarın, Rauf Denktaş’ı yok saydığını, Annan planı aleyhine konuşmalarını engellediğini, açıklamalarının resmi kabul görmediğini ve yarım asırdır izlenen Kıbrıs politikasından farklı bir politika izlendiğini de hatırlatan Altun, “O günden bugüne Kıbrıs ve Kıbrıs Türkleri lehine bir değişim olmadığını üzülerek gördük” dedi.

Panelin ilk konuşmacısı Lefkoşa Barosu Yönetim Kurulu üyesi Oktay Çınar, Kıbrıs’ın daha iyi bir geleceği olabilmesi için hukuksal alanda giderilmesi gereken eksiklikler üzerine değerlendirmeler yaptı. Çınar, “Kıbrıs’ın geleceği ne olacak? Çok zor bir soru bu.  Çocukluğumuzdan beri sürekli bir anlaşma ve görüşme süreçlerinden bahsedilir. Aynı bir oyun gibi. Başlarsınız, bir aşamaya gelirsiniz ve yanarsınız, tekrar başa dönersiniz. Böyle bir süreç tekerrür etmektedir. Maalesef nihai bir neticeye varamıyoruz” dedi. Avukat Çınar, Rum kesiminin AB üyesi olması ve hukuk sistemini Avrupa’ya, AB’ne uygun hale getirmesinin ileride KKTC’yi onlardan geri bırakabileceğini de belirterek,”Dolayısıyla KKTC hukuk sisteminin iyileştirilmesi öncelikli konudur. KKTC’nin yasa yapma becerisi ise yetersizdir. Yeni ihtilaflar yaratmayacak, mevcut ihtilafları da çözecek yasalar yapmak zorundayız. Yasalarımızın somut ve anlaşılır olması gerekir” ifadelerini kullandı.

BULUNÇ’TAN AKINCI’YA SERT ELEŞTİRİ

KKTC’nin emekli Ankara Büyükelçisi Dr. Ahmet Zeki Bulunç ise Kıbrıs uyuşmazlığının temelinin ‘insan hakları, hukuk ve adalet sorunu’ olduğunu vurguladı. Doğu Akdeniz’deki hızlı değişimin dinamiklerini anlatan Bulunç, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Kıbrıs milli davasında bugüne kadar yapılmamış, gündeme getirilmemiş, tartışmaya açılmamış temel konuları tavizkar bir şekilde gündeme getirdiğini öne sürdü. Bulunç, “Bugüne kadar hiçbir devlet kendi lehine yapılmış olan antlaşmaların müzakere edilmesini asla gündeme getirmemiştir. Bu hukuksal açıdan da böyledir, ulusal çıkarlar açısından da böyledir. Ama maalesef sayın Akıncı ilk kez, bizim uluslararası antlaşmalarla elde ettiğimiz ve Kıbrıs Türk halkını cemaatstatüsünden bir halk statüsüne dönüşmesini maalesef tartışma konusu yapmıştır. Biz maalesef, Crans Montana (Cenevre, Temmuz 2017) sürecinde Rumların sıfır asker, sıfır garanti anlayışı temelinde ileri sürdükleri tezlerini kabul eder noktaya geldik. Biz aşamalı bir süreçle Kıbrıs’ta garantilerin kaldırılması ve yine aşamalı bir süreçle askeri varlığın azaltılması veya sonlandırılması şeklinde çok ciddi bir taviz verdik. Bunların gerçekleşmesi halinde Kıbrıs’taki Türk varlığının sonunun gelmesi, Türkiye’nin Anamur sahillerinin Rum egemenliğine girmesi ve kaybedilmesi demektir” diye konuştu.

‘SİZİNLE KONUŞACAK BİR ŞEYİMİZ YOK DİYEMİYORSUNUZ’

Emekli Büyükelçi eski milletvekili Onur Öymen ise Kıbrıs konusunda hem Türkiye hem de KKTC’de yürütülen politikayı eleştirdi. Günümüzde, ‘masadan ayrılan taraf biz olmayalım” politikasının izlendiğini belirten Öymen, “Sizin bir geminiz gitmiş  Akdeniz’de petrol araştırması yapmak için, adam kapıyı çarparak masayı terk edip gidiyor. Biz ise masadan ayrılan taraf olmamak için oturup bekliyoruz. Türkiye’nin ABmüzakerelerinde 6 başlık, Kıbrıs Rum kesiminin vetosu nedeniyle açılamıyor. Ama biz, siz bu vetoyu kaldırmadan sizinle konuşacak bir şeyimiz yok diyemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Başından beri Kıbrıs’ta baskılara boyun eğme eğilimi var” diyen Öymen, şöyle devam etti:

“Türkiye’de var, maalesef Kıbrıs’ta da var. Bunlar ‘ver kurtul’ yolu izliyor. Tehlike bu…Karşı tarafın niyeti Türklerle uzlaşma sağlamak değil. Kilise diyor ki ‘Türklerle anlaşma imzalayanın elleri cehennemde yanacak.’ Karşınızdaki insanlar bunlar. Terörün kökündeki insanlarla işbirliği yapanlarla karşı karşıyasınız. PKK terörünün de arkasında Kıbrıslı Rumlar var. Kıbrıs Harekatı olana kadar Türkiye aleyhine hiçbir uluslararası terör eylemi yok. İki ülke var dünyada teröristler için anıt diken. Bir Ermenistan, ASALA teröristleri için, Kıbrıslı Rumlar da EOKA teröristleri için anıt diktiler. Türklerden tepki yok. İnanılacak gibi değil. Tepkisiz bir toplumuz. Bunları konuşan yok. Bunları konuşacak insanları televizyonlara çağıran yok. Bunlar konuşulmasın, anlatılmasın, halk bunları bilmesin istiyorlar. Abdullah Öcalan yakalandığında cebinden çıkan pasaport Kıbrıs Rum pasaportuydu! Bunu bilen kaç kişi var. Yazan, televizyonlarda söyleyen kaç kişi var? Hiç kimse. Hukuken, siyaseten en haklı olduğumuz meşru bir davayı savunmakta çekingen davranıyoruz. Her konuda anlaşma olmadan toprak konusu konuşulmaz diye anlaşma varken, toprak tavizi içeren harita verildi görüşmelerde. Niye veriyorsun? Kimden yetki aldın? KKTC’nin toprak bütünlüğü Anayasa ile güvence altında. Görüşmelerde size şu kadar toprak verebiliriz demek Anayasaya aykırı. Siz bu haritayı verirken Meclis’ten yetki aldınız mı? Almadınız. Hükümetten de almadınız. Hükümet başkanı tepki gösteriyor, nasıl yaparsınız bunu diye? Peki, kim telkin ediyor bunu size, gücü nereden alıyorsunuz? Hesabını kim soracak? Kimse sormuyor. Meclis de sormuyor. Türkiye maalesef akıl tutulması yaşıyor.”

Paylaş