Macron sen önce kendi beyin ölümünü kontrol ettir

14
reklam alani

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Barış Pınarı Harekatı’na istinaden söylediği “Nato’nun beyin ölümü gerçekleşti” ifadesine yanıt vererek “Önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir” demişti.

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamanın ardından Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’yı bakanlığa çağıracaklarını duyurdu.

“MACRON’A NEDEN HAKARET ETTİNİZ” DİYE SORULACAK

Fransa Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada Erdoğan’ın ifadelerine ilişkin, “Bu bir açıklama değil, hakaret. Büyükelçi bakanlığa, Erdoğan’ın sözlerini açıklamak için davet edilecek” ifadeleri kullanıldı.

‘Macron sen önce kendi beyin ölümünü kontrol ettir’

Erdoğan, başarı çıtasını yükseltmenin aynı zamanda mücadele cephesini genişlettiğini söyledi.

Türkiye’yle ilgili hazım sorunu yaşayanların giderek arttığını ifade eden Erdoğan, bugün gazetelerde yine okuduğunu, bunun son örneğinin NATO tartışmaları olduğunu kaydetti.

Erdoğan, 3-4-5 Aralık’ta İngiltere Londra’da NATO Liderler Zirvesi’nin yapılacağını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Daha orada gitmeden birileri bir şeyler konuşmaya başladı. Hiç risk almayan hep kazanmaya alışmış kimi ülkeler Türkiye’nin kendi hakkını, hukukunu, sınırlarını, egemenliğini koruma çabalarına tahammül edemiyor. Hele hele bunların içinde Fransa Cumhurbaşkanı, son açıklamaları, bu hastalıklı, bu sığ anlayışının örneklerinden biridir. Ne diyor, ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir.’ Sayın Macron bak, Türkiye’den sesleniyorum, NATO’da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Çünkü bu ifadeler ancak senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır. Sen bir defa NATO’ya karşı yerine getirmen gereken vecibelerin yerine getirmiyorsun. Hava atmaya gelince hava atıyorsunuz. NATO’ya ödemen gereken paraları bile doğru dürüst ödemezsin, ama hava atmaya gelince hava atarsın. Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak-çıkarmamak. Bu senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı? Türkiye’nin Suriye’de herhangi bir oldu bittiye gitmediğini en iyi kendisi biliyor. İşte buyur, şimdi biz Libya’nın resmi yönetimiyle imzalarımızı attık. Şu anda artık Türkiye-Libya Akdeniz’de ortak işbirliğine girebilecek noktaya bu anlaşmayla geldi. Ne diyeceksin. Kimse sana bakmıyor, henüz daha acemiliğin var, bunları gider. Bunu gidermeden bu işler olmayacak.”

Erdoğan, Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditleri ve bunlara karşı verilecek cevapları herkes gibi Fransa Cumhurbaşkanına da defalarca anlattığını dile getirerek, ancak anlamadığını, çok tecrübesiz olduğunu söyledi.

“Sarı Yelekliler bütün Fransa’yı istila etti”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macron’un terörle mücadelenin ne olduğunu da bilmediğini, bu nedenle Sarı Yelekliler’in bütün Fransa’yı işgal ve istila ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Niye çözemiyorsun? Hadi çözseydin. Çözemezsin. Onların hakkını, hukukunu, kendi vatandaşın değil mi? Koruyamıyorsun, koruyamazsın. Ülkemizin bu konudaki haklı hassasiyetlerini hiçe sayıp en küçük bir ilgilerinin olmadığı Suriye’de tırnak tutturmaya çalışan Fransa’nın ta kendisidir. Senin Suriye ile ne işin var. 911 kilometre Suriye’yle sınırımız var, Adana Mutabakatı denilen bir anlaşmamız var. Bizim Suriye’ye girme hakkımız terörle mücadelede var. Peki senin hangi anlaşmayla oraya girme hakkın var. Ne işin var Suriye’de, ne yapıyorsun sen orada? Koalisyon güçleri diyorsan, biz aynı zamanda koalisyon güçlerinin de içindeyiz. Ama senin orada bulunmaya hak ve selahiyetin yok. Seni rejim de oraya zaten davet etmiş değil. Durumdan vazife çıkardınız, geldiniz, girdiniz oraya. Yaptığınız iş bu. İstediğiniz kadar hoplayın, zıplayın. İstediğiniz kadar eveleyip, geveleyin eninde sonunda Türkiye’nin egemenlik haklarına, güvenlik ihtiyaçlarına, terörle mücadelesine saygı duyacaksınız. Bunun başka çıkışı yok. NOTA için Fransa ne anlam ifade ediyor bilemeyiz, ama Türkiye hem askeri katkısı hem siyasi desteğiyle bu kurumun en önemli üyesidir. Ülkemiz bu stratejik önemiyle en çok Avrupa’nın korunmasına katkı veriyor.”

“Türkiye’nin güvenliği Avrupa’nın güvenliği demektir”

Şayet Türkiye olmazsa dünyanın dört bir tarafındaki teröristlerin Avrupa’ya yığılacağını ifade eden Erdoğan, “Bölgemizde mücadele ettiğimiz tehditlerin doğrudan Avrupa’ya yöneleceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’nin güvenliği Avrupa’nın güvenliği demektir. Ülkemiz güvende değilse Avrupa’nın güvenliğinin de pamuk ipliğine bağlı olduğu asla unutulmamalıdır. Bunun için Fransa başta olmak üzere ülkemizin güvenlik kaygılarına duyarsız kalan, hatta tam tersi işler yapmaya çalışanlara bu gerçekleri bir kez daha hatırlatıyoruz. Neyse ki NATO’da, Avrupa’da aklıselim sahibi mantıklı, tutarlı, tecrübeli siyasetçiler var da Fransa’nın sergilediği türden hezeyanlar anlamsız kalıyor.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’den topraklarına yönelik tehditler tamamen bitene, bölgedeki son terörist de imha edilene kadar harekatlarını sürdüreceğini kaydetti.

Televizyonlarda Kandil’deki terörist başlarının teröristlerle ne tür pozlar verdiğinin görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, en son en önemlilerinden biri olan kadın terörist ile yanındaki 6 teröristin vurulduğunu anlattı.

Şu anda gerek ordunun, gerek bu noktadaki silahlı güçlerin, bu bölgedeki SİHA’larla, F16’larla yapılan operasyonlarla çok farklı bir gündem ortaya konulduğunu dile getiren Erdoğan, “Ülkemize verilen ancak şu ana kadar tutulmayan sözler için ilanihaye bekleyecek değiliz. Hala topraklarımıza ve himayemiz altındaki bölgelere yönelik alçakça saldırılar oluyor. Daha önceki gün sınır karakolumuzdaki askerlerimiz şehit edildi. Aynı şekilde Tel Abyad’da bombalı araçla 17 masum sivil maalesef şehit edildi. Benzer terör eylemleri Rasulayn ve diğer bölgelerde yaşandı. Bu duruma seyirci kalacak değiliz. Güvenli bölgeden ve ötesinden ülkemize yönelen tehditler makul bir sürede bertaraf edilemezse bu işi bizzat kendimiz yapmakta tereddüt göstermeyiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin istikbali ve istiklali söz konusu olduğunda, sözlediği her şeyi yapacak gücü, kararlılığı ve imkanı olduğunun herhalde artık iyice görüldüğünü, kabul edildiğini vurguladı.

Paylaş