Yeni Zelanda’da yaşanan cami katliamının ardından tekrar gündeme gelen aşırı sağın ve milliyetçiliğin tehlikeli boyutlara ulaştığı istihbarat raporlarında da ortaya konuluyor.
Belçika İstihbarat Servisi (VSSE), Batı Avrupa’da “aşırı sağın silahlanma eğiliminde olduğunu” duyurdu.
Kurumun kamuya açtığı 2018 bilgilerine göre, bazı aşırı sağcı grup liderleri “militanlarına atış eğitimi almaları, yasal ya da yasa dışı yollardan silah edinmeleri çağrısında bulundu.”
Belçika İstihbaratı “Avrupa’nın Hristiyan kimliğinin” savunuculuğuna soyunan bu grupların Nazizm’e hayranlıklarını gizlemediğinin ve şiddet kültürünü benimsediğinin altını çiziyor.
“İslam ile Hristiyan Avrupa arasında sosyal çatışma kaçınılmaz”
VSSE, aşırı gruplar tarafından silahlanmaya gerekçe olarak, “İslam ile Hristiyan Avrupa arasındaki sosyal çatışmanın kaçınılmaz hale gelmeye başladığı ve buna hazırlıklı olmaları gerektiği” savının öne sürüldüğünü kaydediyor.
Açıklanan raporda sosyal medya ve internetin söz konusu aşırı sağcı söylemlerin yaygınlaşmasına hız kazandırdığı, propaganda ve taraftar kazanma için önemli araçlar haline geldiği” değerlendirmesinde bulunuluyor.
“Beyaz yakalı aşırı sağ”
Avrupa’da aşırı sağın doğasında köklü değişiklikler gözlendiğine dikkat çekilen istihbarat değerlendirmesinde, özellikle 2015 ve 2016 yıllarındaki göçmen krizinden bu yana, aşırı sağ çevrelerinde İslam ve göçmen karşıtlığının ana konular haline geldiği belirtiliyor. Finlandiya merkezli “Odin’in Askerleri” gibi sivil gruplar, yeni aşırı sağcı topluluklara tipik örnek olarak gösteriliyor.
Radikal sağın yeni formu, özellikle eğitimli gençler arasında rağbet gören “beyaz yakalı aşırı sağ” olarak nitelendirilirken; onlara örnek olarak Fransa’daki “Kimlikçi Nesil (Generation Identitaire)” ve Almanya’daki “Alman Kimlikçi Hareketi (Identitare Bewegung Deutschland)” gibi gruplar sıralanıyor.
