Arıklı, Özersay’ı destekledi, Başkanlık Sistemi’nin tartışmaya açılmasını istedi.

32
reklam alani

Yeniden Doğuş Partisi Başkanı Erhan Arıklı, Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemi’nin hükümet içinde tartışmaya açılması çağrısında bulundu.

Arıklı, Halkın Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın bir açıklamasında gündeme getirdiği “Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemi” tartışmasını faydalı bulduğunu belirtti.

YDP’nin kurulduğu andan beri Başkanlık Sistemi’ni savunan ve bunu da parti manifestosunun ilk maddesi olarak ilan eden bir siyasi parti olduğuna işaret eden Arıklı, “Ülkemizin içinde bulunduğu hantal ve müsrif yapıyı ortadan kaldıracak ve KKTC’yi çağdaş ülkeler kriterlerine ulaştıracak en önemli argüman, bize göre sistem değişikliği yaparak Güney Kıbrıs’takine benzer bir Başkanlık sistemine geçmektir” dedi.

“Bildiğimiz kadarıyla hükümet partilerinin hemen hepsi prensip olarak Başkanlık sistemine karşı değillerdir. Sayın Özersay hazır bu konuyu gündeme getirmişken bunu Hükümet ortaklarına da açmalı ve onların da desteğini alarak bize gelmelidir” ifadelerine yer veren Arıklı, öte yandan KKTC’de artık bir Anayasa değişikliğinin şart olduğunu vurguladı.

Devlet içinde ve bürokraside yapılması gereken bazı reformların Anayasa’ya takıldığına dikkat çeken Arıklı, bu Anayasal engeller sebebiyle, ne yargıda, ne de yürütmede pratik reformları yapılabildiğini söyledi.

Arıklı şöyle devam etti:
“Bu Anayasal engeller yüzünden “Nisap” meselesini düzenleyip Meclisin bile ciddi çalışmasını sağlayamaz durumdayız. Hakim ve Savcıların sayısını artırarak yargıda gereken reformları yapamaz durumdayız. Bu Anayasal engeller yüzünden zaten reform yapmakta gönüllü olmayan siyasiler ve bürokrasi halkın çıkarına olacak icraatları yapmaktan uzak durmaktadırlar. YDP olarak Sayın Özersay’ın söylemlerini ciddiye alıyor ve bu konuda olsun adım atmasını bekliyoruz.”

ÖZERSAY NE DEMİŞTİ.

Kudret Özersay, 2020’de Cumhurbaşkanının kim olacağı kadar Geçici 10. Madde de dahil tıkanan bu Anayasal sistemi sorgulayacak bir Anayasa değişikliğinin de ihtiyaç olduğu görüşünde…

Kıbrıs Postası’na konuşan HP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bir Anayasa değişikliğinin tartışılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi…

Meclis’te ve hükümette bir yılda yaşadıklarının mevcut sistemin sorgulanmasının kaçınılmaz olduğunu kendilerine gösterdiğine dikkat çeken Kudret Özersay, “Burada kastım illa ki Başkanlık sistemine geçilmesi ya da parlamenter sistemden vazgeçilmesi değildir ama yapılacak tartışmalar sonucunda oluşması muhtemel toplumsal ve siyasal konsensüse göre her tür değişime açık olmalıyız” dedi.

Halkın Partisi Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Meclis’te ve hükümette bir yılda yaşadıklarının mevcut sistemin sorgulanmasının kaçınılmaz olduğunu kendilerine gösterdiğine dikkat çekti ve yetişip yetişmeyeceği kaygısı taşımadan Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bir Anayasa değişikliğinin tartışılmasına olan ihtiyaca vurgu yaptı.

Özersay “Burada kastım illa ki Başkanlık sistemine geçilmesi ya da parlamenter sistemden vazgeçilmesi değildir ama yapılacak tartışmalar sonucunda oluşması muhtemel toplumsal ve siyasal konsensüse göre her tür değişime açık olmalıyız. Güçler ayrılığı ilkesine halel getirmeden, Cumhurbaşkanlarının dış politika kadar içerideki sorunların çözümüne dair görev ve yetkilerinin de yeniden ele alınacağı bir sistem sorgulamasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Özersay “Kıbrıs’ın ve bölgemizin içinde bulunduğu durum bir değişime işaret ediyor, bu statüko bu şekilde devam etmeyecek ve bu nedenle 2020’de Cumhurbaşkanının kim olacağı elbet önemlidir. Ancak en az bunun kadar önemli bir başka husus daha vardır, o da ağır hareket eden bu sistemde siyasetteki yozlaşmanın önüne geçilmesi ve daha hızlı ve etkili hizmet üreten bir yapının ortaya çıkarılmasıdır” dedi.

“DOĞRUDAN SEÇİME UYGUN GÖREVLER DÜŞÜNÜLMELİ”

Kudret Özersay, mevcut anayasal düzende Cumhurbaşkanının iç sorunların çözümüne dair bazı önemli yetkileri bulunmasına rağmen geçen süre zarfında Halk tarafından doğrudan seçimle göreve getirilen Cumhurbaşkanlarının bu yetkilerini kullanmalarının uygulamada zorluklar ortaya çıkardığına ve Halkın beklentilerinin karşılanamadığına dikkat çekti.

Özersay, “2014 yılında bir anayasa değişikliği tartışması yaşadık. Hatta Meclis’te oybirliği ile bir değişiklik taslağı vatandaşın önüne konuldu ancak destek bulmadı. Fakat o değişiklikler bir sistem değişikliği tartışması noktasına varmamıştı. Kamu görevlilerine siyaset yasağının kaldırılması, dokunulmazlıkların kaldırılması, yargının daha hızlı çalışması ve benzeri konularla sınırlı kalmıştı. Oysa doğrudan Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanının bu seçilme yöntemine uygun yetkiler kullanmasının ve görevler üstlenmesinin önü açılabilir, Anayasa’nın geçici 10. Maddesi dahil bir sistem değişikliği tartışması ülkenin yararınadır ve belki de Cumhurbaşkanı kim olmalı sorusundan önce asıl bunu tartışmalıyız” ifadelerini kullandı.

“SİYASAL VE TOPLUMSAL KONSENSÜS OLUŞABİLİR”

Sistem değişikliği tartışmasının en az Cumhurbaşkanının kim olacağı kadar önemli bir konu olduğunu vurgulayan Özersay “kuşkusuz bir anayasa değişikliği yoluyla sistemin sorgulanması hem toplumsal düzeyde hem de siyasal düzeyde bir konsensüsü gerekli kılar. Toplumun farklı kesimlerinin bu konuda görüşlerini ortaya koymalarının önemine dikkat çeken Özersay siyasi aktörlerin büyük bölümünün kısa süre önce anayasal olarak sistemi sorgulayan bir yaklaşım ortaya koyduklarını ve sistem değişikliği tartışmasına kapalı olmadıkları mesajını verdiklerini söyledi.

Özersay “Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde hem toplumsal düzeyde hem de siyasal düzlemde anayasa değişikliği tartışması 2014 yılındaki değişikliklere benzer değişikliklerle sınırlı kalabileceği gibi, oluşacak konsensüse bağlı olarak Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin gözden geçirilmesi ya da parlamenter sistem yerine Kıbrıs Rum tarafında olduğu gibi bir tür başkanlık sistemi noktasına varabilir. Anayasa değişikliğinin hangi noktaya varacağı ya da nerede duracağı oluşacak olan toplumsal ve siyasal uzlaşının düzeyine bağlıdır. Şahsen benim için bu yönde alınacak yol, bu önümüzdeki süreçte en az Cumhurbaşkanının kim olacağı kadar önemlidir” ifadelerini kullandı.

Paylaş