KTBK eski Komutanı Bozkurt, o gece KKTC’de neler olduğunu anlattı

183
reklam alani

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ülkemizde Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanı olarak görev yapan ve darbenin hemen ardından gerçekleştirilen kritik YAŞ toplantısı ardından emekliye ayrılan Korgeneral İlyas Bozkurt, darbe gecesi Kıbrıs’ta neler yaşandığına dair ilk kez konuştu.

Darbe ile ilgili ilk haberi, konutunda kızından gelen telefonla aldığını savunan Bozkurt, o gece Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kendisini arayarak gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorduğunu, kendisinin ise olup bitenin ‘3-5 kendini bilmezin hezeyanı’ olduğunu ifade ettiğini belirterek; “Ondan sonra Cumhurbaşkanı, cesaret alarak Türkiye televizyonlarına bağlandı. ‘Biz antidemokratik yöntemleri tasvip etmiyoruz. Kıbrıs’ta güvenlik kuvvetlerimiz, barış kuvvetlerimiz provokasyonlara karşı (Rumlardan gelebilecek) gerekli tedbirleri alıyor’ mealinde bir açıklama yaptı” ifadelerini kullandı.

Bozkurt, bunun yanı sıra İngiliz Üsler Komutanı’ndan da telefon ve mesajlar aldığını, endişe edecek ve kendilerini ilgilendiren bir durum olmadığını anlattığını, Ada’da faaliyetlerin eskiden olduğu gibi devam edeceğini söylediğini nakletti.

Darbe gecesi Rumlardan gelebilecek bir baskın endişesi ile temas hattında gözleme faaliyetlerini artırdıklarını, aynı şekilde Rumların da olası bir baskına karşı tedirgin olduğunu ve bu durumun karşılıklı yaşandığını kaydeden Bozkurt, “Açtım tümen komutanlarına , ‘Sıkıyönetimle ilgili bu mesajların hepsi abuk sabuk şeyler. Kesinlikle işlem yapılmayacak. Yalnızca Rum temas hattına bütün dikkatinizi verin. Birlik komutanları, gözetleme faaliyetlerini arttırsınlar. Sakın Rumlardan baskın yemeyin” emrini verdiğini söyledi.

“Kıbrıs’ta o gece olup biten bugüne kadar hiç yazılıp çizilmedi” diyen ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan’a konuşan Bozkurt, “Bizim telsiz ve telefon konuşmalarımız, Rum istihbarat servisi tarafından dinleniyor. Haberleşme trafiği var, hemen ikaz ediyorlar. Diyorlar ki, ‘Türkler alarma geçiyorlar, bize saldırabilirler.’ Onlar da böyle korkuyor” diye konuştu.

Korgeneral Bozkurt’un adının, 15 Temmuz darbesinin başarıya ulaşması halinde, darbecilerin “görevine devam edecek” dediği 202 generalin bulunduğu listenin 97. sırasında geçtiği basına yansımış ve bu iddia yalanlanmamıştı.

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ülkemizde Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanı olarak görev yapan ve darbenin hemen ardından gerçekleştirilen kritik YAŞ toplantısı ardından emekliye ayrılan Korgeneral İlyas Bozkurt, darbe gecesi Kıbrıs’ta neler yaşandığına dair ilk kez konuştu.

Darbe gecesi Rumlardan gelebilecek bir baskın endişesi ile temas hattında gözleme faaliyetlerini artırdıklarını, aynı şekilde Rumların da olası bir baskına karşı tedirgin olduğunu ve bu durumun karşılıklı yaşandığını kaydeden Bozkurt, “Açtım tümen komutanlarına , ‘Sıkıyönetimle ilgili bu mesajların hepsi abuk sabuk şeyler. Kesinlikle işlem yapılmayacak. Yalnızca Rum temas hattına bütün dikkatinizi verin. Birlik komutanları gözetleme faaliyetlerini arttırsınlar. Sakın Rumlardan baskın yemeyin” emrini verdiğini söyledi.

Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan’a konuşan Bozkurt, “Bizim telsiz ve telefon konuşmalarımız, Rum istihbarat servisi tarafından dinleniyor. Haberleşme trafiği var, hemen ikaz ediyorlar. Diyorlar ki, ‘Türkler alarma geçiyorlar, bize saldırabilirler.’ Onlar da böyle korkuyor” diye konuştu.

Darbe ile ilgili ilk haberi, konutunda kızından gelen telefonla aldığını savunan Bozkurt, o gece Cumhurbaşkanı Akıncı’nın kendisini arayarak gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorduğunu, kendisinin ise olup bitenin ‘3-5 kendini bilmezin hezeyanı’ olduğunu ifade ettiğini belirterek; “Ondan sonra Cumhurbaşkanı, cesaret alarak Türkiye televizyonlarına bağlandı. ‘Biz antidemokratik yöntemleri tasvip etmiyoruz. Kıbrıs’ta güvenlik kuvvetlerimiz, barış kuvvetlerimiz provokasyonlara karşı (Rumlardan gelebilecek) gerekli tedbirleri alıyor’ mealinde bir açıklama yaptı” ifadelerini kullandı.

Bozkurt, bunun yanı sıra İngiliz Üsler Komutanı’ndan da telefon ve mesajlar aldığını, endişe edecek ve kendilerini ilgilendiren bir durum olmadığını anlattığını, Ada’da faaliyetlerin eskiden olduğu gibi devam edeceğini söylediğini nakletti.

Korgeneral Bozkurt’un adının, 15 Temmuz darbesinin başarıya ulaşması halinde darbecilerin “görevine devam edecek” dediği 202 generalin bulunduğu listenin 97. sırasında geçtiği basına yansımış ve bu iddia yalanlanmamıştı.

“BUGÜNE KADAR BU KONUDA HİÇBİR ŞEY YAZILIP ÇİZİLMEDİ”

Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan’ın, “15 Temmuz Gecesi Rumlar Nasıl Şaşırtıldı?” başlıklı yazısı şöyle: “Emekli Korgeneral İlyas Bozkurt ile dostlar ortamında sohbet ediyorduk. Kıbrıs konusunu anlatıyordu çözüm önerileri ile birlikte… Bozkurt, KKTC’de 1 sene Güvenlik  Kuvvetleri Komutanlığı, sonra terfi ederek 1 sene de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı yaptı. Kendi isteği ile geçen sene istifa ederek emekliye ayrıldı. Kıbrıs’ın unutturulduğu bu günlerde adada olup bitenlerle ilgili çok önemli şeyler anlattı. Laf lafı açtı, konu o geceye geldi. 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı o gecede KKTC’de neler olmuştu? Bugüne kadar bu konuda hiçbir şey yazılıp çizilmedi. Bozkurt’un tarihe ışık tutacak açıklamalarını, noktasına virgülüne dokunmadan vereceğim. Yazı günüm olan salı günü de ilgiyle okuyacağınız diğer kısımları aktaracağım.”

 

O GECE KUVVET’TE NELER OLDU?

“Şimdi o gece topçu alayında sancak devir teslim töreni vardı. Töreni bitirdik, kokteyl faslı vardı. Kokteyl de bitti ama saat 21.30’u geçiyordu. Konuta geldim. Türkiye’den kız damat falan gelmişti. Üzerimi değiştirdim, onlarla oturdum. Türkiye’den öbür kızım aradı. Ankara Hukuk’ta okuyan kızım var. ‘Baba uçaklar alçaktan uçuyor, silah sesleri geliyor. Ankara’da anormal bir durum mu var? Bir şey mi oluyor?’ dedi. ‘Kızım bir şey olsa benim haberim olur. Bir yanlışın olmasın?’ dedim. ‘Yok ya! Dışarıda uçaklar çok alçaktan falan uçuyor’ dedi. ‘Yok, kızım bir yanlışın falan vardır. Bir terörist saldırı falan olabilir. Onun için, helikopterleri, izlemek için  polis kaldırmış olabilir’ dedim. Neyse kapattı çocuk. 5-6 dakika sonra gene aradı. ‘Ya baba uçaktan ateş ediyorlar. Burada bir şey var ben ne yapayım?’ dedi. ‘Dur kızım ben sorayım’ dedim. Kara Kuvvetleri Harekât Merkezi’ni aradım. Bir yarbay çıktı ismini hatırlamıyorum. ‘Oğlum, Genelkurmay, Devlet Mahallesi’nin bulunduğu yerden silah sesleri falan geliyormuş. Anormal bir durum mu var? Terör saldırısı falan mı var?’ dedim. ‘Yok, komutanım, öyle bir şey yok.

Bize herhangi bir ihbar gelmedi’ dedi. Meğerse o sırada ora ele geçirilmiş o adam da darbecilerin bir elemanıymış. Ben kendimi tanıttığım için bana herhangi bir şey söylemiyor. Ondan sana geri döndüm; ‘Kızım, bir şey gelmiyor’ dedim. ‘Ne gelmemesi!… Ben gözümle görüyorum helikopterlerden ateşler açılıyor’ dedi. O sırada televizyonu bir açtım. Boğaz trafiği durmuş… Köprüde askeri araçlar, askerler… Tam o sırada benim Kıbrıs’taki Kurmay Başkanım telefon açtı. ‘Komutanım sıkıyönetim ilan edilmiş. Bizim harekât merkezinden aradılar. Mesajlar geliyormuş, ben oraya geçiyorum’ dedi. ‘Oğlum ne sıkıyönetimi?’ dedim. ‘Komutanım ben de bilmiyorum. Ben de konutumdayım’ dedi. Zaten bu konuşmayı yaptığımız saat 22.30’dan sonra… ‘Ben şimdi gidip bakacağım’ dedi. ‘Tamam, ben de üstümü giyineyim geliyorum’ dedim. Gittik makama, başkan elinde tomar tomar mesajlarla beni bekliyor. ‘Getir bakayım’ dedim. Bir baktım, aynen 12 Eylül bildirisi gibi -Kenan Evren okudu ya- bir bildiri, yarısına geldim hemen hemen kopya edilmiş. En arka sayfayı bir açtım, mesajı kaleme alan o zaman  General-Amiral Şube Müdürü vardı Cemil Turhan, altında da Mehmet Partigöç mesaja müsaade eden. İmza grubuna baktım bildirinin, Genelkurmay Başkanı’nın ismi yok.

Yurtta Sulh Konseyi… ‘Başkan bu işte bir absürtlük var. Sen bana bir de diğer mesajları ver’ dedim. ‘Komutanım şu da görevlendirme listesi’ dedi. Ne görevlendirme listesi? General, amiral… Şöyle bir baktım; Genelkurmay Başkanı’nın karşısı boş. Jandarma Genel Komutanı ve 2 ordu komutanı hariç diğerlerinin hepsinin karşısı boş. Bazı generaller Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın emrine alınmış. En dikkat çekici bölüm de, tuğgeneral rütbesindeki subaylar korgeneral veya orgeneral rütbelerinin olduğu makamlara görevlendirilmiş. Yani, bir tuğgeneralin, bir korgeneralin, orgeneralin yerine görevlendirilmesi normal mi? Baktım, onu görünce ‘Başkan, bu bambaşka bir iş’ dedim…”

RUM BASKININA KARŞI NASIL ÖNLEM ALINDI?

“ ‘Sen şunu yap’ dedim; hareket merkezine git, orayı bir iki kişi ile güçlendir… Bizim temas hattı var. Rumlarla temas hattındaki bölük seviyesindeki komutanlar, kendi birliklerinin başına gitsinler. Karşı tarafı tahrik etmeyecek şekilde gözetleme faaliyetlerini arttırsınlar. Baskınla karşı karşıya kalmayalım…

‘Bunun dışında sende bu işe hiç karışma, ben tümen komutanlarıyla bizzat kendim halledeceğim’ dedim. Açtım tümen komutanlarına , ‘Bu mesajların hepsi abuk sabuk şeyler, işler. Kesinlikle bunlara işlem yapılmayacak. Yalnız temas hattına bütün dikkatinizi verin. Temas hattındaki birlik komutanları gözetleme faaliyetlerini arttırsınlar. Sakın baskın yemeyin’ dedim.

İyi ki bu emri vermişim, 2 gün sonra bunun kokusu çıktı. Rum iktidar partisi DİSİ’nin bir milletvekili, aynen şu beyanatta bulundu: ’42 yılda elimize geçen bir fırsatı kullanamadık. Yazıklar olsun!’ dedi. ‘Biz saldırsaydık Kuzey’e, Beşparmak Dağları’ndan Türk askerlerinin tamamını Girne’de denize dökerdik’ dedi. Ha, şunu söylüyor; ‘İçeriden Türkler, biz mi taarruz ediyor yoksa isyancı FETÖ’cüler mi taarruz ediyor anlayamazdı. Onlar durumu anlayana kadar  biz Türkleri Girne’de denize dökerdik’ diyor. Adamlar ciddi bir şekilde bunu düşünüyorlar. O sayede biz baskından kurtulduk çünkü bizim telsiz, telefon konuşmalarımız Rum istihbarat servisi tarafından dinleniyor. Haberleşme trafiği var, hemen ikaz ediyorlar. Diyorlar ki, ‘Türkler alarma geçiyorlar, bize saldırabilirler.’ Onlar da böyle korkuyor.”

İNGİLİZ KOMUTANIN PANİĞİ

“Bu arada, İngiliz Üsleri Komutanı Tümgeneral var. Beni telefonla arıyor, mesaj atıyor, ‘İlyas, bizim için sıkıntılı durum var mı?’, onlar da kendisinden korkuyor. Sonra ona mesaj attım , ‘Yok, sizi ilgilendiren, adayı ilgilendiren herhangi bir durum yok. Adada faaliyetler eskiden olduğu gibi devam edecektir. Endişe edecek bir konu yok. Rahat olun’ dedim.”

MUSTAFA AKINCI’YI RAHATLATAN TELEFON

“Ondan sonra Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile bir görüşmemiz oldu. ‘Komutan, bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?’ dedi. ‘Sayın Cumhurbaşkanım, bu 3-5 kendini bilmez çapulcunun bir hezeyanı. Bunlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. Tabanları da yok. 2-3 saat içerisinde bunlar zaten elemine edilir. Türkiye’ye yönelik bir tehdit oluşturamazlar’ dedim. Ondan sonra Cumhurbaşkanı, cesaret alarak Türkiye televizyonlarına bağlandı. ‘Biz antidemokratik yöntemleri tasvip etmiyoruz. İktidarlar, demokraside seçimlerle el değiştirmeli. Kıbrıs’ta güvenlik kuvvetlerimiz, barış kuvvetlerimiz provokasyonlara karşı (Rumlardan gelebilecek) gerekli tedbirleri alıyor’ mealinde bir açıklama yaptı.”

O GECE, FETÖ’CÜ KALKIŞMA OLDUĞUNU ANLADINIZ MI?

“Şöyle; FETÖ’cü ismini koyamadım. Çünkü o zaman FETÖ’cü olayını falan bilmiyordum. Yalnız şöyle bir şey oluştu bende, his oluştu. Nisan ayında FETÖ Savar diye bir internet sitesi açıldı. O sitede FETÖ’cü olmakla suçlanan bir sürü isimler vardı. Listeye baktığımda o isimlerle yüzde 80-85 oranında çakışmalar vardı. O zaman içimde böyle bir his oluştu. Dedim ki, bunun altından FETÖ parmağı çıkabilir. FETÖ Savar sitesindeki isimlerle bu görevlendirme listesinde önemli konumlara getirilen isimler arasında büyük benzerlik vardı.”

Paylaş