İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Gelişim Stratejisi tanıtıldı.

78
reklam alani

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin The Management Center ile hazırladığı “İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Gelişim Stratejisi”, bugün Merit Otel’de düzenlenen etkinlikle tanıtıldı.

Etkinliğe, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 3.Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, İçişleri Bakanı Kutlu Evren, Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, bazı milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve diğer yetkilileri ile sektör temsilcileri de katıldı.

Etkinliğin başında bir konuşma yapan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, iyi bir ekonominin ancak geleceği planlayarak elde edilebileceğini kaydetti.

Sürdürülebilir bir ekonomik yapıya ulaşmanın önemine işaret eden Gürcafer, bunun diğer ülkelerle ilişki kurabilmek açısından da gerekli olduğunu anlattı.

Kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomik yapı için planlamanın oldukça önemli olduğunu vurgulayan ve stratejiyi bu amaçla hazırladıklarını anlatan Gürcafer, bunun diğer sektörlere de örnek olmasını diledi.

Hazırlanan strateji raporunun sunumu Management Centre Proje Koordinatörü İzge Arısal tarafından yapıldı.

Rapora göre strateji, “Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümeye nitelikli katkı yapan; toplumsal yapının ve sosyal refahın gelişmesine etki eden; çevreyle dost; kalite standartlarına uygun bina ve konut arzı sağlayan bir sektör” yaratma vizyonu taşıyor.

Bu vizyona ulaşabilmek için belirlenen amaçlar ise şöyle:

“İnşaat ve gayrimenkul sektörünün turizm ve yükseköğrenim ile birlikte entegre gelişimini sağlamaya dönük politikaların oluşturulması ve uygulanması. Ülkesel planlama sisteminin geliştirilmesi ve planların uygulanırlığının artırılması. İnşaat ve gayrimenkul sektöründe kalite standartlarına uyumun sağlanması ve etkin denetim mekanizmalarının oluşturulması. İnşaat ve gayrimenkul sektöründe yatırım ortamının iyileştirilmesi.”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, son günlerde Kıbrıs müzakerelerine ilişkin Birleşmiş Milletler parametrelerinin gündemde yer tuttuğuna işaret ederek, sorunun parametrelerden değil, Kıbrıs Rum tarafının zihniyetinden kaynaklandığını söyledi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği’nin The Management Center ile hazırladığı “İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Gelişim Stratejisi”nin tanıtımına katılan Cumhurbaşkanı Akıncı, buradaki konuşmasında Kıbrıs sorununa da değindi.

“YILLAR ÖNCE GÜNDEME ALINMIŞ OLMALIYDI”

Konuşmasında planlamanın önemine işaret eden Akıncı, bu konunun yıllar önce gündeme alınmış olması gerektiğini ifade etti.

İmar Planı kavramının daha önce gündeme geldiğine, kedisinin de belediye başkanlığı yaptığı dönemde Lefkoşa’nın her iki yakasını kapsayan bir planlama çalışması yapıldığını anlatan Akıncı, 1984’te hazırlanan bu planın ancak kendisi 2001 yılında bakan olunca hayata geçtiğini belirtti.

“En kötü plan bile plansızlıktan iyidir” diyen Akıncı, bu bağlamda “İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Gelişim Stratejisi”nin önemli olduğunu vurguladı.

“KIBRIS’TA HAYAT DEVAM EDİYOR”

“Bu çalışmanın bize verdiği bir mesaj daha vardır: Kıbrıs’ta hayat devam ediyor” diyen Akıncı, çözüm olsun olmasın hayatın durmadığını, bu nedenle planlamanın önem taşıdığını belirtti.

Akıncı, bunu yapmanın olası bir çözüme hazır olmak açısından da önemli olduğunu kaydetti.

Daha sonra Kıbrıs sorununa değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler temsilcileri ile “gırtlak gırtlağa gelecek” noktaya geldiğini belirterek, bu konuda söyleyecek şeyleri olduğu halde konuya müdahil olmadıklarını dile getirdi.

“HER ÜÇ KONFERANS DA KIBRIS TÜRK TARAFININ CİDDİ İSTEKLİLİĞİ SONUCU MÜMKÜN OLDU”

Müzakereler çerçevesinde üç defa İsviçre’ye gidildiğine işaret eden Akıncı, düzenlenen her üç konferansın da Kıbrıs Türk tarafının ciddi istekliliği sonucu gerçekleşebildiğini, her defasında Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in ayak sürüdüğünü belirtti.

Konferansların her üçünden de sonuç alınamadığına işaret eden Akıncı, ilkinde Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafının inisiyatif alarak haritada bir yüzdelik oranını kabul edebileceğini hayal edemediğini, buna ihtimal vermediğini belirtti.

“ANASTASİADİS ‘KUSURA BAKMA HAZIR DEĞİLİM’ DEDİ”

Kıbrıs Türk tarafının yüzde 29,2’yi kabul etmesiyle bir panik havası yaşandığını dile getiren Akıncı, Anastasiadis’in odadakilerin dışarıda kalmasını istediğini ve baş başa kaldıklarında “Sayın Akıncı kusura bakma hazır değilim” dediğini kaydetti.

Bunun üzerine kendisinin Anasitasiadis’e özel uçakla geldiği, tüm ekibi ve Ulusal Konseyi yanında olduğu halde neden hazır olmadığını sorduğunu, öte yandan yine de hazır değilse, Atina’yla görüşmek istiyorsa, Atina’ya gidip gelene kadar kendisini birkaç gün bekleyebileceklerini söylediğini belirten Akıncı, Anasitasiadis’in en az bir haftaya ihtiyacı olduğunu söylediğini ve bu sürenin daha sonra on güne çıktığını kaydetti.

Akıncı, “Bütün mesele, 5’li konferans tarihiyle ilgili adım atma noktasında kendilerini yetersiz hissettiler, bunu yapmak istemediler. Dolayısıyla geri döndük” dedi.

Cenevre’ye yine Kıbrıs Türk tarafının ısrarlarıyla gidildiğini, orada da Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafının masaya harita koyamayacağını zannettiğini dile getiren Akıncı, “Biz haritayı koyduğumuz anda 5’li Konferans toplandı ama ilk günden de dağıldı. Bu defa da Yunanistan’ı öne sürdüler. Yunanistan ‘biz hazır değiliz’ dedi” şeklinde konuştu.

Sözlerine “Crans-Montana’daki konferansa, Türkiye’nin hiçbir açılım yapamayacağı varsayımıyla geldiler. Kafalarında kurguladıkları, ‘gidelim oraya ve bu masayı Türkiye’nin, Kıbrıs Türkü’nün üstüne yıkalım ve oradan ayrılalım’dı” şeklinde devam eden Akıncı, bunu AKEL liderinin de “Anastasiadis Crans-Montana’ya çözüm hedefiyle gitmedi, sorumluluk yükleme hedefiyle gitti” şeklinde ifade ettiğini kaydetti.

Türkiye ve KKTC’nin tavrının hiçbir zaman sıfır asker, sıfır garanti olmadığını ancak Kıbrıs Türkü’nün güvenliğini koruyan ve gözeten bir yaklaşımla esneklikler gösterildiğini kaydeden Akıncı, atılan bu adımları BM’nin de AB’nin de gördüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, öte yandan, böyle bir açılım beklemeyen Kıbrıs Rum tarafının, masayı devirip bunun sorumluluğunu da Kıbrıs Türk tarafına bırakmayı kurguladığını belirtti.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin söylemleriyle ilgili, bu nedenle Kıbrıs Rum tarafında büyük kavgalar koptuğunu dile getiren Akıncı, “Çünkü oyun bu şekilde tezgâhlandı. Ama Birleşmiş Milletler’den biri çıkıp da bir şeyler söylüyor, bundan son derece rahatsızdırlar. Eğer sadece biz söylesek bizden rahatsızlık duymayacaklardı. Fakat başkaları da söylüyor bunu…” şeklinde konuştu.

“EIDE’DEN DAHA AÇIK OLMASINI İSTERİZ”

Eide’nin tavırlarından ve söylemlerinden kendilerinin de memnun olmadığını kaydeden Akıncı “Biz Eide’nin daha açık olmasını isteriz. Gerçekten sorumluluğun kimde olduğunu çok net konuşmasını isteriz. Bize söylediklerini açıktan da söylemesini isteriz ama bunu yapamayacaklarının da bilincindeyiz” sözlerini kullandı.

Akıncı, BM’nin geleceği düşünerek denge politikasına devam edeceğini de kaydetti.

“SORUN PARAMETRELERDE DEĞİL, SORUN ZİHNİYETTEDİR”

“Bugünlerde BM parametreleri konuşuluyor. Sorun parametrelerde değil, sorun zihniyettedir” diyen Akıncı şöyle devam etti:

“Rum tarafının zihniyetindedir sorun… Bu zihniyet bu parametrelerle bir çözüme maalesef olanak tanımıyor. Paylaşmayı, Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerle birlikte siyaseten eşit birer varlık olarak bu adada yönetmeyi birlikte başaracak bir sitemi kurgulamak için, bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var. Bunu uzun zamandır görmekteyiz, bu yönde mesajlar vermekteyiz, makul olun gerçekçi olun derken bunları kastettik.”

“GÜNEYDE TOPLUMSAL DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR”

“Kendi kendimizi eleştirelim ama bu anlattığım gerçekleri görmezden gelmeyelim çünkü işin esası budur” diyen Akıncı, “Burada bir birey olarak Anastasiadis’i de suçlamak istemem. Bu iş kişisel değil. Benim kanaatim Güney’de bu dönüşümün toplumsal olarak yapılmasına ihtiyaç vardır.

Oradaki yapının bir yansımasıdır Rum liderin tavırları…” ifadelerini kullanarak olayı toplumsal olarak değerlendirmek gerektiğini kaydetti.

Bu toplumsal dönüşümün yapılmasının ancak ciddi kültürel dönüşümle mümkün olacağını belirten Akıncı, eğitim komisyonları, kültür komisyonları ve teknik komitelerin bu dönüşümlerin yapılabilmesi için kurulduğuna işaret etti.

Öte yandan, teknik bütün detaylar hazır olduğu halde hâlâ telefonların her iki tarafta da kullanılabilir olmasının sağlanamadığına işaret eden Akıncı, elektrikte enterkonnekte sisteme de geçilemediğini hatırlatarak tüm bunların altında “bunları yaparsak Türk tarafını acaba tanımış mı oluruz” zihniyeti yattığını kaydetti.

“BUNDAN SONRASI ÖNEMLİ… ORTAK AKILLA YOL ALMAK GEREK”

“Bundan sonrası önemli” diyen Akıncı, “Bundan sonrası benim şahsi meselem değil, elbette o da toplumsal bir meseledir ve ortak akılla yol almamız gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Bu ortak aklın oluşması için zamana ve zemine ihtiyaç olduğunu belirten Akıncı, aceleci davranmamak gerektiğini de dile getirdi.

Paylaş