AP Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren tasarıyı kabul etti

68
reklam alani

Fransa’nın Strazburg kentinde toplanan AP Genel Kurulunda dün görüşülen Türkiye karar tasarısı oylamaya sunuldu. 638 üyenin katıldığı oylamada sembolik nitelikteki karar 64’e karşı 477 oy ile kabul edildi, 97 parlamenter ise çekimser kaldı. Kararda Türkiye’de 16 Nisan’da anayasa değişikliği için yapılan halk oylamasının sonuçlarına atıfta bulunularak, anayasa değişikliği paketinin mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde Türkiye ile üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması için AB üyesi ülkeler ve AB Komisyonuna çağrıda bulunuluyor.

Bağlayıcı nitelik taşımayan kararda ayrıca üye ülkelere ve AB Komisyonuna, Türkiye ile ortak çıkarların gözetileceği samimi ve açık bir ilişki biçimi benimsenmesi önerilirken, ticaret, enerji, ekonomi, göç ve terörle mücadele gibi ortak çıkar alanlarında “kuvvetli iş birliği” kurulması çağrısı yapılıyor. Kararda, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin kınandığı ve AP’nin Türk halkının yanında olduğu belirtiliyor. Hemen ardından ise Türkiye’den AB ülkelerine kaçan FETÖ üyeleri kastedilerek, sığınma izni veren ülkelere teşekkür ediliyor.

PKK’ya silah bırakma çağrısı

Terör örgütü PKK’nın saldırılarının kınandığı kararda, örgütün AB terör örgütleri listesinde olduğu hatırlatılıyor ve silah bırakma çağrısında bulunuluyor. Karar metninde ayrıca AB ülkelerinden, terör örgütü olarak kabul edilen örgütlere ait işaret ve sembollerin yasaklanması konusunda hukuki düzenlemeleri yapmaları isteniyor.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı: AP’nin kararı tarafımızdan yok hükmünde sayılmaktadır

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun 2016 Türkiye Raporu‘na ilişkin kararın Avrupa Parlamentosu(AP) Genel Kurulu’nda kabul edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, “Taraflı ve objektiflikten uzak şekilde belirli çevrelere hizmet etmek üzere hazırlandığı anlaşılan söz konusu kararın ilişkilerimize olumlu katkısının olmayacağı açıktır. Bu kararın, kısa bir süre içerisinde üç AB Komiseri’nin ülkemizi ziyaret ettiği ve her iki tarafın da ilişkileri geliştirmek için çaba sarf ettiği bir döneme denk gelmesi ayrıca talihsiz bir gelişmedir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

“Karar kurumun itibarını ayaklar altına almaktadır”

Türkiye-AB ilişkilerinin temelinin, Türkiye’nin stratejik önceliğinin tam üyelik olduğu ve bu hususta en önemli aracın da katılım müzakereleri olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“AP’nin müzakerelerin ve fonların askıya alınmasına dair benimsediği dil teşvik edici ve yapıcı olmaktan uzaktır. Kararda insan hakları alanında ülkemize haksız eleştiriler yöneltilirken bu konuların istişare edilmesinin doğru yolu olan Yargı ve Temel Haklarla ilgili 23. ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklı 24. fasılların müzakereye açılması yönteminin siyasi nedenlerle engellenmiş olmasına değinilmemesi açık bir çelişkidir. Benzer şekilde, ülkemizin zor bir dönemden geçmekte olduğu hususu zayıf ifadelerle de olsa teslim edilirken, müzakere eden aday ülke olan ve önemli bir ortak olarak görülen Türkiye’den hak ettiği desteğin esirgenmesi, çelişkili yaklaşımın ve vizyon eksikliğinin bir diğer göstergesidir. Asılsız iddialara ve iftiralara dayanan bu karar, söz konusu kurumun itibarını ayaklar altına almaktadır. Bu karar tarafımızdan yok hükmünde sayılmaktadır.”

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik: AP’nin raporu aynen iade edilecektir.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Komisyonunun Türkiye’nin AB sürecinde kaydettiği gelişmeleri ele alan 2016 yılı ilerleme raporuna dair Avrupa Parlamentosunun kabul ettiği karar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Çelik, raporun objektif ve güvenilir olmayan ifadeler içerdiğini, Avrupa Komisyonunun hazırladığı ilerleme raporunun Avrupa Parlamentosu tarafından değerlendirmesi olduğunu, bu nedenle bağlayıcılığı bulunmadığını kaydetti.

Avrupa Parlamentosunun siyasi nitelikte bir karar açıkladığını ifade eden Çelik, “AB’nin herhangi bir kurumu tarafından yayımlanan bir raporun güvenilir olması, içinde bizim faydalanabileceğimiz unsurlar olması, her zaman gözettiğimiz bir husustur. Burada objektif olmasını, dengeli olmasını her zaman gözetiriz. Hiçbir zaman da eleştiriden çekinmeyiz. Hatta bu eleştiriden nasıl faydalanırız diye bakarız. Fakat maalesef bu rapor bu içerikten tamamen uzak.” diye konuştu.

“Bir iş birliği raporu değil”

Çelik, şöyle devam etti:

“Bu rapor, bir iş birliği raporu değil. Avrupa Parlamentosundan beklentimiz uygun iş birlikleri üreten, yeni köprüler kuran, eleştiriler tabii ki söz konusu olacaktır, eleştiri hayatın icabıdır, eleştirilerle birlikte ilerlemeye, beraberce iş yapmaya olanak sağlayan birtakım hükümler içermesi, birtakım imkanlar yaratmasıdır. Bunun yerine bu rapor, birtakım ülkelerin tek taraflı siyasi yaklaşımlarını bir koalisyon mantığıyla metne doldurmuş, iş birliğinden uzak bir sabotaj raporu, ilişkileri sabote etmeye dönük bir rapor. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu raporunu son 2 senede olduğu gibi bu yıl da yok hükmünde ve geçersiz kabul ediyoruz. Rapor, bizim tarafımıza ulaştığında hiçbir şekilde değerlendirme söz konusu olmaksızın aynen iade edilecektir.”

Paylaş