Müzakerelerde karar haftası

Türkiye Bakanlar Kurulu toplantısında çeşitli konuların ele alındığını, bunlardan birinin devam eden Kıbrıs müzakereleri olduğunu bildiren Kurtulmuş, Türkiye'nin Kıbrıs müzakereleri konusundaki tavrını açık ve net olarak ortaya koyduğunu, adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümüden yana olduklarını vurguladı.

71
reklam alani

Kıbrıs sorununa 2 eşit kurucu devlet esasına dayanan çözüm sağlamak amacıyla İsviçre Alpleri’nde düzenlenen Kıbrıs Konferansı toplantıları, hafta sonu nedeniyle verilen aranın ardından bugün yeniden başladı

Kıbrıs Rum tarafı, çözümün uygulanması ile ilgili kontrol mekanizması, güvenlik ile ilgili yeni sistem ve beş başlıkla ilgili “tek haneli” toplam üç belge sundu.

Kıbrıs Rum tarafına dayalı kaynaklara göre, tarafların kendi önerilerini sunduktan sonra, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin garantör ülkelerin başbakanları Crans-Montana’ya ne zaman gidecekleri konusuna atıfta bulundu; ancak özlü görüşmelerin başlamamasından dolayı hiçbir taraf söz konusu öneriyi olumu karşılamadı.

Türkiye Bakanlar Kurulu toplantısında çeşitli konuların ele alındığını, bunlardan birinin devam eden Kıbrıs müzakereleri olduğunu bildiren Kurtulmuş, Türkiye’nin Kıbrıs müzakereleri konusundaki tavrını açık ve net olarak ortaya koyduğunu, adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözümüden yana olduklarını vurguladı.

Bunun için masada Kıbrıs müzakerelerinin başlangıcından itibaren hep olumlu hareket edildiğini ama adil ve kalıcı olmayan, kapsamlı şekilde bütün Ada halkını içermeyen barışın kurulamayacağının teyit edildiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları ifade etti:

“Son günlerde İsviçre’de 3,5 gün süren görüşmelerde belli bir noktaya gelindi. Müzakereler zaman zaman belli noktada tıkanıyor. Kilitlenen noktalar bulunuyor olmakla birlikte müzakereler olumlu bir şekilde cereyan ediyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin de katıldığı oturumlarda özellikle kitlenen noktaların aşılmasına dönük bazı olumlu yaklaşımlar da ortaya konuluyor. Ancak Türkiye olarak bir kez daha şunu ifade etmek isteriz; Bu konuda, güvenlik ve garantiler meselesinde, diğer meseleler çözülmeden, diğer meselelerde Türk toplumu garanti altına alınmadan, Türkiye, güvenlik ve garantiler konusunda geri adım atmayacaktır. Bu konudaki pozisyonunu da değiştirmeyecektir.”

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile çalışma yemeğinde bir araya geldi

masa-001.jpg

AKINCI: HEP BERABER GÖRECEĞİZ

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ve müzakere heyeti, tarafların paket sunduğu görüşmenin ardından Kıbrıs Konferansı’nın yapıldığı Le Regent Kongre Merkezi’nden ayrıldı.

Akıncı, binadan çıkışında gazetecilerin “İyimser misiniz?” sorusuna “Bu haftanın karar haftası olduğunu söyledim. Hep beraber göreceğiz” yanıtını verdi.

ak.jpg

YUNANİSTAN ÖNERİ PAKETİNİ TOPLANTI ÖNCESİNDE SUNDU

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, Yunanistan’ın Güvenlik ve Garantiler ile ilgili tezlerini, bugünkü toplantının başlamasından önce hazırlayıp BM’ye verdiğini açıkladı.

Rum radyosuna göre Kocias, bu sabahki toplantıya girişinde yaptığı açıklamada BM’ye önceden verildiğini açıkladığı Yunan tezlerinin “kararların denetim ve uygulama mekanizması, Türk askerinin uzaklaştırılması ve Garanti Antlaşmalarının kaldırılması” ile ilgili olduğunu söyledi.

Bu haftayı “itidal ve dikkat gerektiren bir hafta” diye niteleyen Kocias, “Kimsenin, Kıbrıs’ın, mükemmel değil ama bütün diğerleri gibi normal bir devlete dönüşmesini engelleyebileceğini zannetmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.

ÖNERİLER KAPALI ZARF İLE

Kıbrıs Konferansı’nda bu sabahki toplantı, tarafların paket sunduğu bir saatlik toplantının ardından sona erdi. İki taraf, yerel saatle 18.00-19.30 (19.00-20.30) saatleri arasında bir araya gelecek. 19:30-21:00 (20.30-22.00)arasında beşli formattaki birinci masa toplantısı öngörülüyor.

Saat 10.00’da (11.00) başlayan toplantı, tarafların öneri paketlerini sunmasının ardından garantörler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin ayrılmasıyla bir süre Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ile Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis ile devam etti.

anastas.jpg

cav.jpg

eide.jpg

Garantörler “Güvenlik ve Garantiler” başlığı altında, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafı tüm başlıklardan oluşan paket önerilerini BM’ye sundu.
BM, kapalı zarflarda sunulan tarafların paketlerinin birer kopyasını tüm taraflara dağıtacak. Paketlerin “Güvenlik ve Garanti” kısmı 5 tarafa sirküle edilecek.

Toplantıda, paketlerin içeriği ile gizlilik ilkesi konusunda mutabakat sağlandığı öğrenildi.

ÇAVUŞOĞLU TWITTER ÜZERİNDEN DUYURDU

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs konferansının 2. haftasının başladığınıTwitter hesabından duyurdu: Kıbrıs konferansının 6. günü, daraltışmış grup toplantısıyla başladı

cavvv.jpg

TARAFLAR GELMEYE BAŞLADI

Kıbrıs konferansında kritik hafta başlıyor. Taraflar Konferans Merkezi’nde. Bugün tarafların yazılı önerilerini eşzamanlı BM’ye sunması bekleniyor.

Merkeze ilk gelen Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis oldu, ardından Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami, Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias ve Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı geldi.

anast.jpg

Yunan Bakan Kotzias girişte şunları söyledi,  “Güvenlik ve garantiler ile ilgili önerilerimizi sunduk. Bu hafta sağlıklı düşünüp, dikkatli çalışmalıyız. Kendi kendini yöneten bağımsız bir Kıbrıs’ı kimse engellemeyecek”

kot.jpg

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ekibi merkeze gelen son taraf oldu. Çavuşoğlu, “hazır mısınız?” sorusunsuna karşılık, “Her zaman hazırız” yanıtını verdi.

cavus-002.jpg

AÇIKTA KALAN HUSUSLAR PAKET HALİNDE BAĞLANTILI ŞEKİLDE ELE ALINIYOR

Ocak 2017’de Cenevre’deki siyasi düzeydeki konferansın devamı niteliğinde 28 Haziran’da başlayan Crans Montana’daki toplantının ilk 4 günü, bir yandan Kıbrıs’taki taraflar ve garantörlerin katıldığı beşli toplantılar, bir yandan da liderlerin tüm başlıklarda askıda kalan unsurları ele aldığı görüşmeler şeklinde sürdü.

Kıbrıs’taki tarafların hem kendi aralarında, hem de garantörlerle gerçekleştirdiği toplantıların ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gelmesiyle, “Güvenlik ve Garantiler” ile diğer 5 başlıkta açıkta kalan hususların paket şeklinde birbirleriyle bağlantılı olarak eş zamanlı ele alınması anlayışı önerisi yapıldı.

“YAKINLAŞ-KAZAN” YAKLAŞIMI

Liderlerle gerçekleştirdiği ikili temasların ardından garantörlerle ayrı ayrı görüşen Guterres’in önerisi üzerine garantörlerle liderlerin Cuma akşamı bir araya geldiği yemekli çalışma toplantısında tüm taraflar “yakınlaş-kazan” yaklaşımına onay verdi.

Tarafların farklı hususlardaki yakınlaşma adımlarıyla hızlı ilerleme elde edilmesine yönelik yeni yaklaşım, bir al-bir ver klasik müzakere anlayışını rafa kaldırıyor. Yeni yaklaşım, taraflar birbirlerine makul ölçüler içinde ne kadar yakınlaşırsa, o kadar kazanım elde etmelerini mümkün kılacak.

DENKTAŞ VE ERTUĞRULOĞLU SÜREKLİ BİLGİLENDİRİLDİ

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konferans nedeniyle Crans-Montana’da bulunan siyasi parti başkan ve temsilcileriyle, toplantılardaki gelişmelere bağlı olarak, değerlendirme toplantıları yaptı.

Bazılarında TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da hazır bulunduğun toplantıların ilki, ilk gün çalışmalarının tamamlanmasının hemen ardından yapılmıştı. Akıncı, siyasi parti başkan ve temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Toplantıya,  Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, CTP Milletvekili Armağan Candan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, TDP Milletvekili Zeki Çeler ve UBP’den Oğuzhan Hasipoğlu katıldı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, siyasi partilerle ikinci toplantısını, tarafların tüm konuları paket halinde ele almayı kabul ettiği üçüncü günün akşamı yaptı. Akıncı ve Çavuşoğlu, 3 saat süren akşam yemeğinden sonra bir araya geldiği Denktaş, Ertuğruloğlu ve siyasi parti temsilcilerine bilgi verdi.

AKINCI HAFTA SONU YOĞUN GÖRÜŞMELERDE BULUNDU

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konferans toplantılarına ara verilen cumartesi öğleden sonrası ve Pazar gününü yoğun bir toplantı trafiği ile geçirdi.

Akıncı, hem Türkiye Dışişleri Bakanı, hem müzakere heyeti, hem de siyasi partilerle görüşme yaptı.

Konferansın ilk haftası her gün baş başa görüşme yaptığı Mevlüt Çavuşoğlu ile cumartesi ve Pazar günü de toplantı yapan Akıncı, Pazar sabahı siyasi parti başkan ve temsilcileriyle yeniden değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, ayrıca garantör ülke İngiltere’nın Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile 27 Haziran’da, İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan ile ise 30 Haziran’da ikili görüşme yaptı.

 Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, devam eden müzakerelerde dönüşümlü başkanlığın pazarlık konusu olamayacağını, “kararlarda etkin katılım” konusunda geri adımın mümkün olmadığını vurguladı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Siber, Crans Montana’da devam eden Kıbrıs müzakereleri ile ilgili BRT canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu.

Siber, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini geçmişten bugüne koruduğunu ve tüm arzusunun yaşayabilir bir çözüme ulaşılması olduğunu yineledi.

Siber, müzakerelerin kritik bir aşamaya girdiği bugünlerde BM parametreleri doğrultusunda  siyasi eşitliği gözeten bir çözüme ulaşma yönünde kararlılıkla çalışıp, çaba ortaya koyan  müzakere heyetine başarı dileklerinde bulundu.

Siber, yarım asırdır federasyon temelinde bir çözüm bulunması için müzakerelerin sürdüğüne vurgu yaparak, bu  konferanstan da olumlu bir sonuç çıkmaması halinde bu temelde bir çözüm bulunmasının   artık  mümkün olamayacağının tüm taraflarca gayet iyi bilindiğini ve sonuç alınması için motivasyonun yüksek olduğunu söyledi.

Siber,  konferansın  “son” olduğu vurgusunun hem Cumhurbaşkanı Akıncı hem de Türkiye  Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından da net bir şekilde yapıldığını hatırlattı.

“BİRİNCİL HUKUK ŞART”

Siber, olası bir anlaşmanın AB birincil hukuku olmasının önemine de vurgu yaparak, “Anlaşma AB’nin birincil hukuku olmazsa, Kuzey’de sarih çoğunluk ve sarih mülkiyetin Kıbrıslı Türklerde olması zorlaşır” dedi.

Siber,  iki toplumlu, iki bölgeli, siyasal eşitliğe dayalı ve her şeyden önemlisi yaşayabilir bir çözüme ulaşmanın önemli olduğunu belirterek, bunun için de varılacak anlaşmanın AB birincil hukuku olmasının şart olduğunu söyledi.

Siber, bunun olmaması halinde,   anlaşmanın temel parametreleri olan iki toplumlu ve iki bölgeli çözümün AB müktesebatına uyum gerekçesi ile bozulabileceğini vurguladı.

AB vatandaşlarına AB ülkesinde serbest dolaşım, serbest yerleşme ve mülk edinme konularında kısıtlama yapılamayacağını ifade eden Siber, derogasyon olmazsa iki bölgeli, iki toplumlu bir anlaşmadan söz edilemeyeceğini belirtti.

Kuzey’de sarih mülkiyetin Kıbrıslı Türklerde olması için mülkiyet alımlarında kısıtlama yapmanın da AB müktesebatına göre mümkün olmadığına işaret eden Siber, tüm bu nedenlerden dolayı birincil hukukun ve derogasyonların önemli olduğunun altını çizdi.

KARAR  ALMA  MEKANİZMALARINDA ETKİN KATILIM

Bazı yayın organlarında BM Genel Sekreteri’nin “Taraflar Federal Kıbrıs’ta dönüşümlü başkanlık konusunda anlaşmaya varmalı ancak federal düzeyde genişletilmiş veto hakları ile karar alma konusunun gölgelenmemesi gerekir”  şeklinde taraflara tavsiyesi olduğunu kaydeden Siber,   dönüşümlü başkanlığın pazarlık konusu olamayacağını, hele de kararlarda etkin katılımdan geri adım atılmasının mümkün olmadığının vurguladı.

Bu konuyla ilgili Türk tarafının duruşunun net olduğu ve karar alma mekanizmalarında Kıbrıslı Türklerin iradesinin yansımasının “veto” diye adlandırılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Siber, şöyle devam etti:

“Karar alınması için en az bir Kıbrıslı Türk’ün de karar doğrultusunda oy vermesi şartını Rum lider Anastasiadis’in  kabul etmemesi ve tüm kararların basit çoğunlukla alınması ısrarının kabul edilemeyeceği Cumhurbaşkanımızca da defalarca ifade edilmiştir”.

Siber, federasyon temelinde bulunacak çözümde Kıbrıslı Türklerin karar alma mekanizmalarında etkin katılımının şart olduğunu, aksi halde bu yapının siyasi eşitlik temelinde bir federasyon değil bir üniter devlet olacağını ifade etti.

“DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK EŞİTLİĞİN TEMEL PARAMETRESİ”

Dönüşümlü başkanlığın Rum müzakere heyeti tarafından pazarlık konusu yapılması gayretlerinin de çözüm formülünün temeli olan siyasi eşitliğe aykırı olduğunu ifade eden Siber, “Dönüşümlü başkanlık, siyasi eşitliğin temel parametresidir” dedi.

Yönetimde ve güç paylaşımında eşit haklara sahip olmanın ve siyasi eşitliğin şart olduğunu belirten Siber,  yaşayabilir bir çözüm için bunların önemli olduğunu vurguladı.

Bir taraf kurulacak ortaklık devletinde eşit söz sahibi olmadığına, hakkının yendiğine kanaat getirirse çözüm gerçekleşse bile yaşayabilir olmayacağını ifade eden Siber “Çözüm bulmaktan daha önemlisi yaşayabilir bir çözüm bulmaktır” dedi.

Siber,  Cumhurbaşkanı Akıncı ile müzakere heyetine  siyasi eşitlik temelinde çözüm  bulabilme çaba ve gayretlerinin başarıya ulaşması temennisinde de bulundu.

Paylaş