Narenciye üreticisi su krizi yaşıyor, eylem kapıda.

113
reklam alani

Güzelyurt bölgesinde koğuşlanan narenciye üretimi su krizi ile karşı karşıya. Yeraltı sularının azalması ve tuzlanması, üretimde kullanılamaz hale gelmesi narenciye üretimini zora sokarken, Türkiye’den gelen suyun halen tarıma aktarılamaması da sorunun giderek büyümesine neden oldu.

Narenciye üreticileri, Güzelyurt aküferlerinden Lefkoşa ve Gazimağusa’ya su verildiğini, bunun yeraltı sularının azalmasına ve tuzlanmasına neden olduğunu ifade ederek, üreticinin susuz kaldığını dile getirdi.

Narenciye üreticisi ve Kıbrıs Türk Narenciye İhracatçılar Birliği (KTNİB) eski Başkanı Gökhan Saraç, su sorunun çözülmemesi halinde üreticilerin eyleme gideceğini ifade ederken, Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın ise susuzluk yüzünden narenciye bahçelerinin yüzde 50’sinde verim düştüğünü, sektörde durumun kritik olduğunu ifade etti.

“SU SORUNU BÜYÜYOR” 

Narenciye üreticileri yeraltı sularının azalması ve tuzlanmasından dolayı su krizi yaşarken, Türkiye’den gelen suyun en kısa süreden tarım aktarılmasını bekliyor.

Narenciye üreticisi ve KTNİB eski Başkanı Gökhan Saraç, narenciye üretiminde su sıkıntısının ayyuka çıktığını ifade ederek, yer altı sularında yüzde 50 azalma olduğunu, birçok bölgedeki yeraltı sularının tuzlandığını ve üreticinin bahçesini sulayamaz duruma geldiğini söyledi.

Saraç, Türkiye’den gelen suyun halen tarıma verilemediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üretimde su sıkıntısı var. Türkiye’den su geldi ancak tarıma verilmedi. Bu senede her ne kadar yağmur yağsa bile yeraltı sularında yüzde 50 düşüş oldu. Tuzlanma oranı da her geçen yükseldi. Yeşilyurt, Aydınköy, Güneşköy bölgelerinde tuzlanmalar var. Bu nedenle üretici müthiş derecede sıkıntılıdır. Buna rağmen Güzelyurt aküferlerinden su kullanılmaya, Lefkoşa ve Gazimağusa’ya verilmeye devam ediliyor.”

“EYLEM KAPIDA” 

Tarım suyu yanında içme suyunun da bazı bölgelere henüz ulaşmadığını kaydeden Saraç, üreticinin susuzlukla mücadele ederken, Güzelyurt aküferlerinden su alımının yapıldığını ifade ederek, “Biz narenciye üreticileri olarak, narenciye sektör temsilcileri ile temas halindeyiz. Bir komite oluşturup ilgili bakanlıkları ziyaret edeceğiz” dedi.

Su sorunun çözülmemesi halinde eyleme gideceklerini dile getiren Saraç, “Yaşanan su sorununun nedeni otorite boşluğudur. Türkiye’den gelen suyun bir kısmı denize dökülürken, bizim kısıtlı suyumuzun başka bölgelere aktarılması adil değildir. Eğer, Lefkoşa ve Gazimağusa’ya su vermek zorunda kalmasaydık şu anda bu sorunları yaşamayacaktık” şeklinde konuştu.

“BAHÇELERİN YARISINDE VERİM DÜŞTÜ” 

Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın ise Güzelyurt bölgesinde yeraltı sularının yüzde 70’nin tuzlandığını, üretimin zora girdiğini ifade etti. Akçın, yeraltı suları tuzlanan bölgelerin Güzelyurt-Lefke anayolunun aşağı kısmının tamamı, Güneşköy ve Aydınköy’ün dağa doğru olan kısmı ile Gaziveren bölgesinin bazı kısımlarının tuzlandığını söyledi.

Akçın, varlıklı insanların Çamlıköy’den boru döşeyerek su getirdiklerini ve bahçelerini kurtardıklarını belirterek, bu imkânı olmayan üreticilerin ise bahçelerini kurumaya terk ettiğini kaydetti.

Akçın, 18 Mayıs tarihinde üretici birlikleri ile Türkiye’ye gittiklerini, yaşanan sıkıntıyı Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na aktardıklarını açıkladı.

Akçın, “Bakan Eroğlu’na sıkıntılarımızı anlattık. Türkiye’den gelen suyun bir an önce üretime aktarılması gerektiğini, ekonomik ve teknik açıdan KKTC’nin bunu yapacak durumu olmadığını söyledik. En kısa sürede Türkiye’den gelen suyun tarıma aktarılması için çalışmalar yapılacağına dair söz aldık” dedi.

“TEK UMUT TÜRKİYE’DEN GELEN SU” 

Üreticinin tek umudunun Türkiye’den gelen su olduğunu kaydeden Akçın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgemizde durum kritik. Su azaldı ve tuzlandı. Yeraltı suları üretimde kullanılamaz hale geldi. Aküferler deniz suyu ile doldu. Bahçelerin yüzde 50’inde verim düştü. Ve bu oranın yüzde 25’şi kurumaya terkedildi.”

“İLK SIRADAN GERİLERE DÜŞTÜK”

Akçın, ihracatta geçmiş yıllarda birinci sırada olan narenciye sektörünün üçüncü hatta dördüncü sıralara düştüğünü belirterek, geçmiş yıllarda 260 bin ton olan narenciye rekoltesinin 100 bin tona düştüğünü ifade etti.

Akçın, narenciye sektörünü tekrar ayağa kaldıracak ilk etkenin su, ikinci etkenin ise devlet ilgili olduğunu dile getirdi.

Akçın, “Bahçelerin sudan önce yenilenmesi, alt yapının hazırlanması gerekiyor. Ayrıca sulama teknikleri de zamanın gerisinde kalmış durumda. Yeni teknolojilere de geçilmesi şart haline geldi. Burada görev devletimize düşüyor” dedi.

Paylaş