Rum yönetiminin Kıbrıs sorununda kurduğu “hareketlilik sahnesi”

1
Gazete
reklam alani

Rum yönetiminin bu ay içindeki Avrupa Konseyi, temmuzdaki NATO Zirvesi ve eylüldeki BM Genel Kurulu’nu “Kıbrıs sorunundaki süreci belirleyecek üç dönüm noktası” gördüğü ve bu toplantılardan “olumlu sonuçlar çıkması” beklentisiyle “Kıbrıs sorunundaki ortamı daha da güçlendirmek için hareketlilik sahnesi kurduğu” bildirildi.

Fileleftheros “Kıbrıs Sorunu İçin Üç Kritik Dönüm Noktası” başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Strazburg ziyareti sırasında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı telefon görüşmesini “üstünkörü şekilde ortaya koyarak detay vermek istemediğine” dikkat çekti.

Hristodulidis’in Guterres’le telefon görüşmesi yapacağı haberi ortaya çıktığında Rum Başkanlık Sarayı’nın sert tepki göstererek “suyu bulandırmaya çalıştığını” hatırlatan gazete “açıktır ki New York’tan (BM) gelecek mesajları beklerken, Türk tarafından gelecek tepkilerden kaçmak için, elinden geldiğince gizli tutmaya çalışıyor” ifadesini kullandı.

Habere göre Hristodulidis, kendi inisiyatifiyle gerçekleşen telefon görüşmesinde Guterres’e, Kıbrıs sorunundaki çıkmazın aşılması ve uzlaşılmış çerçeve içerisinde müzakerelere yeniden başlanması için AB’nin daha aktif müdahil olması önerisi hakkında AB üyesi devletler ve kurum başkanlarıyla yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdi.

Rum yönetimi bu telefon görüşmesine özel bir vurgu yaparken BM’nin görmezden gelmiş göründüğüne ve düne kadar bu konuda yapılmış herhangi bir yazılı veya sözlü açıklama olmadığına dikkat çekilen haberde, Rum Sözcü Konstantinos Letimbiotis’in, BM’den bir hareket gelip gelmeyeceği konusunda bilgisi olmadığını söylediği belirtildi.

Gazeteye göre telefon görüşmesinde Hristodulidis’in Kıbrıs sorunu için bir temsilci atanmasının önemine vurgu yaptığını belirten Letimbiotis, ikilinin iletişim içerisinde kalmak konusunda anlaştığını belirtirken “önümüzdeki dönemde BM tarafından ziyaretler gerçekleştirilmesi ihtimali olduğunu söyledi ancak ziyaretin olası tarihini ve New York’tan kimlerin geleceğini netleştirmekten kaçındı.”

Rum Müzakereci Menelaos Menelau ise telefon görüşmesinde Hristodulidis’in Guterres’e, Kıbrıs sorunundaki çıkmazın aşılması için çabalarını yoğunlaştıracağını söylediğini belirtti. Rum tarafının bu aşamada çabalarını, Kıbrıs sorununda bir çıkış yolu olması üzerinde yoğunlaştırdığını ve bu çerçevede Türkiye-Avrupa ajandası unsurunu değerlendireceğini sözlerine ekledi.

Gazete, Rum yönetiminin en azından haziran sonunda gerçekleşecek Avrupa Konseyi toplantısına kadar Hristodulidis’in inisiyatifine destek açıklamaları dışında bir şey beklemediğine işaret etti, Litvanya’da gerçekleşecek NATO Zirvesi’nde ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yapacağı ikili görüşmeleri merakla beklediğini vurguladı.

Politis haberi “İyi Konuşma Ama hala İşaret Yok” başlığıyla aktardı. Rum yönetiminin, Hristodulidis’in Genel Sekreter Guterres ile görüşmesini olumlu değerlendirmekte olduğunu yazdı “Genel Sekreter, gündeminde, (Kıbrıs’taki) tarafların Kıbrıs Temsilciliği rolünü üstlenecek kişi üzerinde uzlaşması için yeni bir inisiyatif olduğunu ima etti” ifadesine yer verdi.

Gazeteye göre Hristodulidis’in hareketlerini olumlu karşılayan DİSİ, yayımladığı bildiri ile Hristodulidis’in Guterres’e yaptığı, AB’nin Kıbrıs sorununda daha aktif müdahiliyetinin BM himayesi altında olacağı izahına ve Crans Montana’da kalınan yerden devam edileceği görüşüne katıldığını belirtti.

DİSİ Hristodulidis’in hükümet ortağı partileri “müzakerelerin kaldığı yerden başlamasına katılıp katılmadıklarını net şekilde açıklamaya” da çağırdı. Bu çağrıya tepki göstererek DİSİ’yi “kurnazlık” yapmakla suçlayan DİKO müzakerelerin kaldığı yerden başlamasına, “Guterres Çerçevesinin olumsuz noktalarının düzeltilmesi için” katıldığını açıkladı. Gazete DİKO’nun bu tezine Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in katılıp katılmadığının soru işareti olduğuna dikkat çekti.

Fileleftheros Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un Rum yönetiminin, AB’nin Kıbrıs sorununda daha aktif müdahil olması tezini anlattığını, görüşmede Güney Kıbrıs ile İngiltere arasında geçen kasım ayında imzalanan Stratejik İşbirliği Memorandumunun uygulanması gibi ikili ve bölgesel konuların ele alındığını bildirdi.

Habere göre İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly ile Londra’ya gerçekleştirdiği iki günlük ziyaret çerçevesinde dün bir araya gelen Kombos, görüşme sonrasında gazetecilerin yönelttiği sorulara, “Kıbrıs sorununda oynayacağı rolü olan herkesten gerekli baskıları yapmasını ve müzakere masasına geri dönmemizde yardımcı olacak yapıcı bir rol oynamasını bekliyoruz” cevabını verdi.

Cleverly’ye, Rum tarafının Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşlerini ve Hristodulidis’in, AB’nin daha aktif müdahil olması önerisini aktardığını söyleyen Kombos, görüşmede, Kıbrıs sorununda BM’nin rolünün korunmasının ve İngiltere’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili konulardaki rutin rolünün önemine vurgu yaptıklarını anlattı.

Kombos, Rum tarafının müzakerelerin yeniden başlaması tezini yeniden teyit ettiğini belirterek “derhal başlamasında ısrar etmekten ve baskı yapmaktan başka seçeneğimizin olmadığı bir şeydir” dedi, şunları ekledi:

“Bizim açımızdan referans noktası, müzakerelerin 2017’de Crans Montana’da koptuğu ve BM’nin çizdiği iki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliğe sahip federasyon çerçevesi içerisinde başlamasıdır.”

İngiltere’de müzakerelerin derhal başlaması için destek niyeti görüp görmediği sorulan Kombos “Kıbrıs sorunuyla gerçekten ilgilenen her muhatap, müzakerelerin ilerlemesini ister, ezeli rolü ile Londra da bunlardan biridir. Kıbrıs sorununda oynayacağı rolü olan herkesten gerekli baskıları yapmasını ve müzakere masasına geri dönmemizde yardımcı olacak yapıcı bir rol oynamasını bekliyoruz.”

Gazete Barış Harekâtı’nın 49’uncu yıldönümü nedeniyle temmuz ayında yeniden Londra’ya gideceğini yazdığı Kombos’un Cleverly’yi ikili ilişkileri gözden geçirmek üzere Güney Kıbrıs’a davet ettiğini de belirtti.

Gazeteye göre Cleverly Sudan’daki İngiliz vatandaşlarının süratle tahliye edilmesine katkılarından dolayı Rum yönetimine teşekkür etti.

Paylaş