Ekonomist Göksel Saydam: “KOOPBANK’ta 35 yıldır kayyumluk sistemi var, hukukun üstünlüğü bu mudur?”

72
Ekonomist Göksel Saydam
reklam alani

Ekonomist Göksel Saydam, Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası’nın 1980’li yıllardan bu yana kayyumluk sistemiyle yönetildiğini ve bu duruma bugüne kadar başa gelen siyasilerin hiçbirinin müdahale etmediğini söyledi.

“Hukukun üstünlüğüne saygı bu mudur?” başlığıyla yayımladığı yazısında Ekonomist Saydam, “kayyumluk statüsünün sonlandırılmamış olması bu görüşümü en açık şekilde kanıtlamaktadır” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Göksel Saydam’ın yazılı açıklaması şu şekilde:

“Hukukun üstünlüğüne saygı bu mu?

Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri de bu ülkeyi yönetenlerin Anayasamızın öngördüğü “hukukun üstünlüğü” kuralına ve etik değerlere önem verilmemesidir. Hukukun üstünlüğüne ve etik değerlere önem vermeyen siyasiler ile kılavuzlarının her hükümet değişikliği döneminde bu durumun daha çok arttığına şahit olmaktayız.

Bu gibi gayri yasal ve etik dışı uygulamalardan bir tanesine de Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd’in Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte şahit olduk.

Halkımızın büyük bir çoğunluğunun da bilgisi olduğu üzere Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd. Fasıl genelde halkımızın, özelde ise köylümüzün gerçek sahibi olduğu Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.’in %99.99 iştiraki ile kurulmuş olan ve Fasıl 113 Şirketler Yasası uyarınca “Mahalli Şirket” statüsünde tescil edilmiş bulunan Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd. 1962 yılından beri ülkemizin sigorta sektöründe faaliyet gösteren bir işletmedir.

Hal böyle olmasına rağmen 1980’li yılların sonlarına yönetsel usulsüzlükler gerekçe gösterilerek Bakanlar Kurulunun almış olduğu bir kararla Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.’in Yönetimine elkonulmuş ve Bakanlar Kurulu kendini “Kayyum” olarak atamıştır.

Yaklaşık 35 yıldan beri Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.’in yönetimini Kayyum sıfatıyla eline geçirmiş bulunan siyasilerin hepsi bu yetkinin sonlandırılarak gerçek sahiplerine devredilmesinden maalesef kaçınmış ve herkesin bildiği nedenlerden dolayı kaçınmaya da devam edeceğe benzemektedir. Bu nedenlerden bazıları bu Kooperatifimizin sahip olduğu geniş finansal ve istihdam potansiyeli ile diğer çeşitli rantların elde edilmesi olanaklarıdır. Aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.’teki kayyumluk statüsünün sonlandırılmamış olması bu görüşümü en açık şekilde kanıtlamaktadır.

Şirketler hukukunda çeşitli nedenlerle mali ve idari bakımdan zora düşmüş işletmeler için “Kayyumluk Müessesi” süreyle sınırlıbir uygulama olup, Kayyumun atanmasını gerekli kılan amaç, şirketin yürürlükteki yasalar kapsamında kötü yönetilmesi veya mali vs. usulsüzlükler dolayısıyla meydana gelen olumsuzluklarıngörevli veya görevli Kayyumlar tarafından saptanarak düzeltilmesi ve işletmeyi en kısa sürede gerçek hissedarlarına (üyelerine) devredilmesidir.

Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası uyarınca kurulup tescil edilen kooperatif şirketlerinin sevk  ve yönetimini gerçekleştirecek olan Yönetim Kurulu üyelerinin atanması o şirketin kayıtlı hissedarları (üyeleri) tarafından düzenlenen genel kurul kararı uyarınca gerçekleştirilmesi yasa gereğidir. Diğer bir anlatımla, Kıbrıs Türk Koop Merkez Bankası Ltd.’in Yönetim Kurulu bu şirketin hissedarlarının (üyelerinin) onayı ile atanacağı yerde, Bakanlar Kurulu tarafından siyasi çıkarlar gözetilerek atanmakta olup bu yöntemle atanan üyeler de kendilerini bu göreve atayan siyasilerin talimatları doğrultusunda icraat yapmakla karşı karşıya kalmaktadır.

Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.’in sermayesine iştirak ettiği şirketlerdeki Yönetim Kurulu üyelerinin atanması da maalesef benzeri siyasi mülahazalarla aynı yöntemle yapılmaktadır.Öteyandan, Fasıl 113 Şirketler Yasası kurallarına istinaden Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası iştiraki ile “Mahalli Şirketler” statüsünde tescil edilmiş olan Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd.’in her türlü kayıt, raporlama, mali ve yönetsel işlemleri bu Yasa kurallarına tabi olarak yürütülmektedir.

Bahse konu Şirketin Yönetim Kurulu üyeleri yıllardan beri belirtmiş olduğum yöntemle atanmakta ve görevlerine son verilmektedir. Nitekim,2018 yılında kurulan dörtlü koalisyon hükümeti zamanında da bu yöntemle ben ve beş kişi Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd.’in Yönetim Kurulu üyeliğine Ağustos 2018 ayından itibaren atandık.

Göreve başlayan Yönetim Kurulu’nun yapmış olduğu mali ve idari araştırmada Şirket Yönetimindeki bazı kişilerinçeşitli kişisel amaçlar için ve/veya mevzuata uygun olmayan yüksek miktarda harcamalar ile Şirketler Yasası’nın ve diğer mevzuatın öngördüğü kurallara aykırı uygulamalar yapılmış olduğu, dolayısıyla Şirketin 2017 yılında zarara uğratıldığı ve mali bünyesinin büyük ölçüde zayıflatıldığını saptanmıştır.

Bu konularda kusur ve ihmali olanlar hakkında Yönetim Kurulunun almış olduğu karar uyarınca Polis Genel Müdürlüğüne şikayette bulunularak dosyalar havale edilmiş olup tahkikatın tamamlamak üzere olduğu bilgimize gelmiştir.

Bilahare dörtlü hükümetin bozulması sonucu oluşan ikili koalisyon hükümeti toplam yedi kişiden oluşan Yönetim Kurulundaki üyelerden dört kişi değiştirilmiştir. Ağustos 2018’den bugüne kadar atanan tüm Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin temel amacı bir Kooperatif kuruluşu iştiraki olan Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd.’in faaliyetlerini yürürlükte bulunan Şirketler Yasası, Sigorta Hizmetleri Yasası ile diğer ilgili Yasalar ve sair mevzuat kapsamında yönetmek, geçmiş yıl zararını telafi etmek ve çağdaş bir kurumlaşmayı gerçekleştirme yönünde olmuştur. Nitekim, Şirket faaliyetlerini etkinleştirmek ve iç denetim ile verimliliği artırmak amacıyla yıllık bütçe uygulaması yöntemine geçilmiştir.Ayrıca, Personel Yönetmeliği ile Mali İşler Yönetmeliği hazırlanarak yürürlüğe konmuş ve Uluslararası Kalite Kontrol Sertifikası da alınmak suretiyle verilen hizmetlere kalite kazandırılmıştır.2013 yılından 2018 yılına kadar Şirketler Yasası kurallarına istinaden her yıl gerçekleştirilmesi zorunlu olan ancak 6 yıl süre geçmesine rağmen yapılmamış olan geriye dönük Genel Kurul toplantıları da Şirket Yönetim Kurulumuzun almış olduğu kararla bu toplantılar Genel Kurul toplantılarında yasaların öngördüğü şekilde gerçekleştirilmiştir.2019 Genel Kurulu ise Kasım 2020 yılında yapılmış ve şirket faaliyetleri onaylanmıştır.Öteyandan, süresi bitmiş olan Toplu İş Sözleşmesi de güncellenerek ve düzeltilerek imzalanmıştır.

Bu arada, 2017 yılına kadar yaklaşık 500,000 TL tutarındaki muaccel olmuş Şirket alacakları da yasaların öngördüğü sürede tahsil edilmediği için “zaman aşımına” uğratıldıkları için 2019/2020 yıllarında Şirket zarar olarak gelirlerinden düşülmüştür.

2018 yılında zararla devralmış olduğumuz Şeker Sigorta (Kıbrıs) Ltd. Yönetim Kurulu üyelerimizin oybirliği ile almış olduğu tüm önlem ve düzenlemeler sonucunda 2019 yılını 5,019.205 TL Net Karla, 2020 yılını da 7,438.993 Net Karla kapatma başarısını göstermesi yanında Sermayesini de 6,000.00 TL’den 12,000.000 TL yükseltmiştir. Ayrıca, 2019 yılındaki Nakit Değeler de17,881.309 TL’den 27,218.680TL’na yükselmiş olup vergi ve tüm kamusal diğer yükümlülükler süresinde ve gerektiği gibi yerine getirilmiştir.

2020 yılında 743,989.37 TL Kurumlar Vergisi, 1,004,385.65 TL Gelir Vergisi yükümlülüğü olmak üzere 1,748,375.02 TL vergi tahakkuk etmiştir. Bu verginin toplam 1,124,314.91 TL peşin vergi olarak Devlete ödenmiştir.

Fasıl 113 Şirketler Yasası’nın şirket direktörlerine yönelik öngördüğü görev ve sorumluluklardan bir tanesi de 197. maddeye istinaden Yetkili Denetçi firması tarafından denetlenmiş olan ve resmi makamlara sunulması gerekenHesapları ile Bilançonun adı edilen Yasanın 149(1) maddesine istinaden Direktörler Kurulu tarafından onaylanarak imzalanması amacıyla Başkan sıfatıyla 8 Mart 2021 tarihinde toplantı yapılacağı hususunda yapmış olduğum 4 Mart 2021 tarihli yazılı çağrıya istinaden düzenlenmesi öngörülmüş olan Yönetim Kurulu toplantı saatinden20 dakika önce Şirket Müdürü Turizm Bakanı’nın Özel Kalem Müdürü tarafından telefoniyen aranmak suretiyle Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınmış olduğu ve yerlerine başkalarının atanacağı gerekçesi ile toplantının iptal edilmesi sözlü olarakbildirilmiştir.Bu durum yürürlükteki Şirketler Yasası ve Şirketin Anasözleşme ve Tüzüğü kurallarına tamamen aykırı olmasına rağmen bahse konu toplantı ertelenmiştir. Yapılan sözlü bildirimin Yönetim Kurulu Başkanı yerine Şirket Müdürüne yapılmış olması da kamusal hizmetlerin ne kadar etik kuralları dışına çıktığını ayrıca göstermektedir.

Şunun gayet iyi bilinmesinde yarar vardır. Bu ülkede yasalar mevcut olup bu yasalara özellikle siyasilerin ve atadıkları yetkililerin uyması gerekir, şöyle ki;

a. Şirketler Yasasının 177. ile 178.ve Şirket Tüzüğünün 86. maddelerine istinaden şirket direktörlerinin nasıl atanacağı ve görevden nasıl alınacağı kurala bağlanmıştır.

b. Yeni Şirket Direktör adaylarının atanmasına ilişkin olarak hissedarlar tarafından bu konuda alacakları kararın Şirketin kayıtlı merkezine toplantı gününden en az 3 ile 21 gün önceden yazılı ve imzalı olarak bildirilmesi Şirket Anasözleşme ve Tüzüğü’nün 90. maddesine istinaden zorunlu tutulmuştur.

c. Şirket Direktörlerinin ve Sekreterinin resmi kayıtları ve değişiklikleri 60/2010 sayılı Sigorta Hizmetleri (Yönetim ve Denetim) Yasası kurallarına istinaden Sigorta Yöneticisinin onayına bağlı olarak Şirketler Mukayyitliği tarafından tutulmakta, Yönetim Kurulu üyeleri ile ilgili değişiklikler geçerlilik kazanmaktadır.

Yukarıdaki Yasal dayanaklardan da anlaşılacağı üzere Direktörler Kurulu’ndaki üyelerin görevden alınmaları ve yerlerine başkalarının atanması için Şirketin Ana Hissedarı olarak Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulunun karar alması bu karar uyarınca atanacak adayların Şirket Yönetim Kuruluna en az 3 en çok 21 gün içinde yazılı bildirimde bulunulması gerekir. Ayrıca atanacak Yönetim Kurulunun atanma tarihinin onaylanmasından sonra yeni Yönetim Kurulu Üyelerinin Şirketler Mukayyitliğine kaydedilip resmiyet kazanmaları yasal bir zorunluluktur.

Bu işlemler yapılıncaya kadar mevcut Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerinin devam etmekte olduğunun yukarıda belirtmiş olduğum Yasal dayanaklara istinaden bilinmesi gerekir. Bu konudaki, yegane temennim siyasilerin ve onlara kılavuzluk yapanların yürürlükteki yasalara her konuda saygı göstermek, kamu kurum ve kuruluşlarına Yönetim Kurulu üyeleri atamalarına sadece usulüne göre yapılmasına değil, atayacakları kişilerde mesleki bilgi ile tecrübeye sahip olma kriterleri taşımalarına dikkat etmelidirler. Ayrıca, bu kişilerin atandıkları kurum veya şirketlerin halkın malı olduğunu ve siyasi kararlara değil toplumsal menfaatleri dikkate alarak hukukun üstünlüğü anlayışına bağlı Yasalar kapsamında görev yapmaları mali disipline özen göstermek suretiyle Şirketi daha ileriye taşımaktadır.

2018 yılında atanmış olan Yönetim Kurulu üyeleri ile mevcut Yönetim Kurulu üyeleri görevlerini her türlü siyasi mülahazalardan uzak tamamen Şirketin, dolayısıyla da kamunun yararına olacak şekilde icra etmişler ve alınan tüm kararlar oybirliği içerisinde gerçekleştirilmiş olduğum da bilinmesinde yarar vardır. Temennim bu çalışmalarımızın diğer kamu kurum ve kuruluşlarına örnek olması diğer tüm Yönetim Kurulu üyelerine bu konudaki katkılarından dolayı teşekkürlerimi bildiririm.”

Paylaş